Fide Kürşat: “KOOP-SÜT tasfiyede, Binboğa batakta, levazım can çekişmekte; TÜK, SÜTEK, KIB-TEK hâkeza”

12
Fide Kürşat meclis
reklam alani

Views: 0

CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulu’nda “kooperatifleri ve üreten kesimleri baltalayan siyaset elidir” diyerek KOOP-SÜT’ün düşürüldüğü durumu anlattı…

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele Milletvekili Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı “KOOP-SÜT’ün Düşürüldüğü Hal: Kooperatifleri ve Üreten Kesimleri Baltalayan Siyaset Eli” başlıklı konuşmada çiğ süt fiyatlarının, yem-süt paritesi baz alınarak güncellenmesi gerektiğini, eğer tükecinin uygun fiyata et, süt ürünleri tüketmesi isteniyorsa üretimin doğru zeminde planlanması, maliyetlerin aşağıya çekilmesi gerektiğini söyledi.

İskele Milletvekili Kürşat “Ülkeye ithal ucuz et getirmek palyatif bir çözüm bile değildir” dedi.

Koop-Süt’ün içine düşürüldüğü durumdan kurtulması için siyasetten bir an evvel arındırılması gerektiğinin altını çizen Fide Kürşat, kooperatiflerin kuruluş amaçlarından uzaklaştığını, siyasilerin rant dağıttığı merkezler haline geldiğini belirtti.

“Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin demokratik ve özerk bir modele kavuşturulması şarttır” diyen Kürşat, “Mukayyitliğin, özerk bir yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir. Yönetim Kurulunun yapısı, siyasetten ari bir şekilde, Kooperatiflerin kendi aralarından seçeceği üyelerden oluşmalıdır. Mukayyidin ise, siyasi atama şekli olan, üçlü kararname kapsamından çıkartılıp, Meclis tarafından seçilmesi sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“KOOP-SÜT TASFİYE AŞAMASINDA, BİNBOĞA BATAĞA SAPLANMIŞ, LEVAZIM CAN ÇEKİŞMEKTE. TÜK, SÜTEK, KIBTEK HAKEZA..”

Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulu’nda şöyle konuştu;

“Ülkede son beş yıldır, siyasette yaşanan anti demokratik durumlar, çalkantılar, liyakat noksanı atamalar ve en son, tam iki yıl önce bu zamanlar kurulan, atama hükümet yapısı ile, diz çöktürülmemiş kurum- kuruluş kalmamıştır. Biz, bu yapı ile, ülkede, sonun başlangıcındayız demiştik, iki yıldır gelinen noktada, halkın öz varlığı olan KOOP Süt neredeyse tasfiye aşamasında, Binboğa batağa saplanmış, Levazım can çekişmektedir. TÜK, SÜTEK, KIBTEK hakeza… Bu kürsüden, defalarca ben ve diğer arkadaşlarım, halkın öz varlığı olan kurumlarımızın, siyasetin hoyrat ellerinde, nasıl biçare hale getirildiğini anlattık, çözüm önerilerimizi ortaya koyduk. Nafile.. Hükümet her zamanki gibi bildiğini okumaya devam etti…

‘ÇİĞ SÜT FİYATLARININ, YEM SÜT PARİTESİ BAZ ALINARAK, YENİDEN GÜNCELLENMESİ GEREKİYOR’

Bugün bakıyoruz, Hayvancılar Birliği, sektörün sorunlarına kulak tıkamış olan hükümete karşı eylem hazırlığında…Üretim maliyetleri katlanarak artıyor, yıllık enflasyon %95’lerde, tarımsal enflasyon daha da yüksek seviyelerde iken, son 8 ayda çiğ süte yapılan zam %11 oranında oldu. Daha geçen hafta, 1 Torba 19 Protein süt yemi (2ay vadeli) 817 TL oldu. Kuzu etine narh konuldu… Serbest Piyasa ekonomisi var, biz piyasadaki fiyatlara müdahale edemeyiz diyen hükümet, üreticinin et ve süt fiyatları söz konusu olunca baskılamayı gayet iyi biliyor. Çiğ Süt fiyatlarının, yem süt paritesi baz alınarak, yeniden güncellenmesi gerekiyor. Siz tükecinin uygun fiyata et, süt ve süt ürünleri tüketmesini istiyorsanız, üretimi doğru zeminde planlayacak, maliyetleri aşağıya çekeceksiniz ve üretimi artıracaksınız. Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikalarını hayata geçirip, paydaşlarla birlikte istişare ederek, reform niteliğinde adımlar atılmalısınız.

‘ÜLKEYE İTHAL UCUZ ET GETİRMEK PALYATİF BİR ÇÖZÜM BİLE DEĞİLDİR’

Gerekirse, ülkeye AB standartlarında, hastalıklardan ari, ülke şartlarına uygun, canlı küçükbaş hayvan getirilmeli ve kredi destekli, vadeli olarak, ödeme kolaylığı sağlanarak, üreticilere verilmeli, hayvan popülasyonu artırılmalıdır. Ülkeye ithal ucuz et getirmek palyatif bir çözüm bile değildir. Yerli üreticinin üretim maliyetleri desteklenmediği, düşürülmediği, tarımsal üretimde planlama yapılmadığı sürece, ithal donmuş ete izin gibi atılan bu tip adımlar, üretimi darbelemekten öteye geçmeyecektir. Pandemi ile birlikte dünyada, üretim ve Kooperatifçilik ön plana çıkartılırken, hükümetler bu konularda yeni politikalara yönelmişken, desteklerini bu yönde artırmışken, bizde bir taraftan Kooperatifçilik çalıştayı yapılıyor, sonuç raporları sunuluyor, diğer taraftan reel anlamda kooperatifçilik darbeleniyor…

Sözde hükümet denen bu yapı, buraları, babalarının çiftliği gibi görüp, siyasi rant uğruna, rüşvet niteliğinde, yandaş istihdamları ile kadroları niteliksiz, liyakatsiz atamalarla şişirip, personel giderlerini arttırdılar, yanlış pazarlama ve fiyat politikaları ile, bile isteye kurumlara zarar yazdırdılar, mali kaynakları çarçur ederek, son günlerde çok gündemde olan, KOOP SÜT örneğinde olduğu gibi, diğer kurumları da batma noktasına sürüklediler.Oysa ki, iki yıl önce kurulan, Üstel Hükümetinin Programında Kooperatifçilik ve KOOP SÜT ile ilgili tıpkı her konuda olduğu gibi süslü ve iddialı cümleler yer almıştı.

Aynen okuyorum: ”Kooperatifçiliğin yeniden yaygınlaştırılması ve üretimin arttırılmasına yönelik işlevinin düzenlenmesi sağlanacaktır; Zirai Levazım, Binboğa Yem Fabrikası ve Koop Süt’ün mali yapılarının güçlendirilmesine yönelik çalışmalara önem verilecektir; Kooperatiflerin AB ve Uluslararası müktesebat ile uyumlaştırılması sağlanacaktır; Kooperatifleşme yaygınlaştırılarak ürün geliştirme, markalaşma, pazarlama ile ihracat hedefli projeler hayata geçirilecektir.

‘KOOPERATİFLER KURULUŞ AMAÇLARINDAN UZAKLAŞMIŞ, SİYASİLERİN RANT DAĞITTIĞI MERKEZLER HALİNE GELMİŞTİR’

Kooperatifçiliğin özünde ortaklaşa iş yapma, dayanışma kültürü vardır. Görevleri piyasayı ucuzlatmak, üretimi artırmak, hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak, ihracatı artırmak olan KOOP SÜT, siyasetin müdahaleleri ile yaratılan, kötü yönetim anlayışının, yanlış politikalarıyla, piyasada en pahalı süt ve süt ürünleri imalatçısı durumuna geldi. Özetle bu piyasada pahalılık unsuru oldu.

Neden? Çünkü üretim maliyetleri diğer işletmelere göre çok daha yüksektir. KOOP SÜT ve Binboğa gibi Kooperatifler, siyasilerin çiftliği gibi yönetildiği takdirde, piyasada maliyetleri artıran unsur olarak piyasada pahalılığı tetiklemeye devam edeceklerdir. Ayan beyan görüldüğü üzere, Kooperatifler kuruluş amaçlarından uzaklaşmış, siyasilerin rant dağıttığı merkezler haline gelmiştir. Sağ siyasetin iktidarda olduğu her dönem, bu böyle olmuştur. Tüm kurumların, son yıllarda düşürüldüğü biçare hal KOOP Sütte de yaşanmaktadır. Kıbrıs Türk toplumu için önemli bir öz varlık olan Kooperatif bu kötü, basiretsiz yönetim zihniyetinden malesef nasibini almıştır.

Örneğin Binboğada da mali ve idari yapı, tam alamıyla çökmüş durumda, kurumun borç stoğu 100 milyonları aşmıştır. Harup alımını bile yapmaktan aciz hale gelmiştir. Hayvan yeminin, üreticiye uygun fiyata temin edilmesini sağlamak yerine, piyasada pahalılık unsuru olarak o da yerini almaktadır. İlgili yıllarda, SÜT Kurumundaki görevim dolayısıyla, yakınen tanık olduğum, KOOP-SÜTÜN geçmişine bir bakmak gerekirse;

Örneğin, 2012’de, yine UBP’li hükümetler döneminde, KOOP SÜT’ün tıpkı şimdiki gibi, yine, yoğun siyasi baskı altında olduğu bir dönemdi. Yine, batma noktasına gelmişti, tasfiye sürecine ramak kalmıştı.

12 Ocak 2013’te KOOP-SÜT’ün Genel Kurulu’nda, Mali raporlarına yansıyan borç stoğu, 10 Milyon TL yani yaklaşık olarak o günkü kura göre 3.5 milyon Sterlindi..Dönemin mukayyidi, insiyatif alarak, 13 kooperatifin giriş ücreti ödeyerek ve hisse senedi alarak, kuruma sıcak kaynak girişi sağlanmış ve yönetim gerçek sahiplerine devredilmişti. Rasyonel ve doğru yönetim politikaları ile, 7 yıl gibi kısa bir sürede, kurumun borçları tamamen kapatılmıştı. Sonrasında, 1.7 milyon nakdi teminatla, 2019 Aralık ayında Genel kurula gidilmiştir.

O dönemin mukayyidinin aldığı insiyatif ile, baskın bir genel kurul organize edilmişti, kooperatiflere yapmış olduğu siyasi baskı ve müdahaleler ile; siyaseten kendilerine yakın isimler üzerinden, liste çalışması yapılmış ve göstermelik genel kurul ile kukla yöneticiler seçilmişti.2019’da başlayan bu süreç, ayağa kalkmış olan kooperatife, yeniden çökülmesinin ve siyaseten kurumun çökertilmesinin dönüm noktası olmuştur. Nisan 2023’te, yapılan son Genel Kurul’da, yine alengirli işler dönmüştür. Sonuç itibarı ile, Koop SÜT 2019 sonrası, siyasi, ekonomik rant merkezi olarak görülmüş ve bu süreçte kurum üzerinden yandaşlara menfaat sağlanmıştır…

‘2023’TE YURT DIŞINA BİR OKKA HELLİM PEYNİR İHRAÇ EDİLMEMİŞTİR…’

Şu anda biriken borç miktarı 115 milyon liranın üzerinde.. Bu beceriksiz, basiretsiz Hükümetin başı Üstel, son süt zammından sonra, KOOP SÜT de dahil, piyasa fiyat etkisi yapan kuruluşları, yasaları by pas ederek, Başbakanlığa bağlıyorum demişti. Kooperatifin yüksek süt maliyetini karşılamak için yaptığı 10 TL zammın, 5 TL’sini siyasi baskı ile geri çektirerek , sübvanse etmeden, kurumun UHT süt satışından, günde yaklaşık 150 bin lira dolayında zarar etmesine neden olmuştur. Ne zaman ki, bu hale düştü geçen hafta, Bakanlar Kurulu kararı ile KOOP-SÜT’e Geç Kalınmış Faiz Desteği açıkladı.

İşletmenin faaliyetlerine devam edebilmesi için, acilen yapması gereken ödemelerin toplamı, 20 milyon TL’yi bulunmuştur. Son iki yıldır dış Pazar bulmak maksatlı, hiç bir fuara gidilmemiştir. 2023 yılında, yurt dışına bir okka hellim peynir ihraç edilmemiştir. Kurumun ihracat yolunun da kapanması nedeniyle, döviz geliri kalmamıştır. Kooperatifin dış piyasadan, ihracattan çekilmesi ile karlılığı ve işletme kapasitesi de haliyle düşmüştür.

‘KKTC MERKEZ BANKASI KOOP-SÜT’TEN ELİNİZİ ÇEKİN DİYOR, AMA BUNLAR MERKEZDEKİ YERİNİ KORUMAKTA ISRARCI’

“Özetle, 2013’te gerçek sahiplerine devredilen ve daha özerk bir yapıya dönüştürülen, doğru yönetilen Koop Süt, özellikle 2019’da yapılan Genel Kurul ile, yeniden siyasetin kol gezdiği bir kurum haline gelmiştir. Koop-Süt’ün içine düşürüldüğü durumdan, kurtulması için siyasetten bir an evvel arındırılması gerekiyor. Bütün hissedarların insiyatif alacağı ve temsil edilebileceği bir tüzük değişikliğine gidilmesine ihtiyaç vardır. KKTC Merkez Bankası, KOOP SÜT’ün mevcut yönetim şekli ve yapısı ile, iç borçlanmaya gitmesine izin vermiyor. Kısaca Siyasete “elinizi çekin” diyor. Ama siyaset, geçen hafta Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Turizm Bakanlığının katıldığı toplantıda, tavrını belli etmiş ve tam göbeğindeki yerini korumakta ısrarcı olmuştur. Acaba niyet, 3 Mayıs’ta Hasan Tosunoğlu’nun yaptığı sosyal medya paylaşımında bahsettiği gibi, Koop Süt’ün kapalı kapılar ardında yürütülen istişareler ve uzlaşılarla pazarlanması, birilerine peşkeş çekilmesi midir? Bu konuda hükümet kanadından açıklama bekliyoruz. Neyse ki Tosunoğlu razı değilmiş ve geçen haftada bu kürsüden, adete muhalefet vekili edasında sert bir konuşma yaptı. Dedi ki, yapılan kamuoyu araştırmalarında, önemli kamu kurumları üzerindeki siyasi etki, kamuoyunu rahatsız ediyor ve özerkleşmeleri yönünde kamuoyunda da bir irade vardır. Süt ve yem fabrikaları, kooperatiler üzerinden olmalı, onların önü açılmalıdır diyor ve buraları atama yarışı yaptığımız yerler olmaktan çıkartmalıyız diyor. Atama yarışından söz ediyor Tosunoğlu… Yarış var diyor…

‘KENDİ YAPTIKLARI ÇALIŞTAYIN SONUÇLARI DA BİZİ DOĞRULUYOR ÇÜNKÜ AKLIN YOLU BİR’

“Biz yıllardır ne diyoruz… İyi hazırlanmış metinindekileri hayata geçirme yönünde çalışmaları nelerdir acaba? Böyle bir irade varsa gelin bu yönde yasal mevzuat değişikliğini yapalım. Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasası’nda değişiklik yapılması, Kooperatif Şirketler Mukayyitliği’nin demokratik ve özerk bir modele kavuşturulması şarttır. Mukayyitliğin, özerk bir yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir. Yönetim Kurulunun yapısı, siyasetten ari bir şekilde, Kooperatiflerin kendi aralarından seçeceği üyelerden oluşmalıdır. Mukayyidin ise, siyasi atama şekli olan, üçlü kararname kapsamından çıkartılıp, Meclis tarafından seçilmesi sağlanmalıdır.Bakın, zaten kendi yaptığınız, Çalıştayın sonuç bildirgesine imza atan akademisyenler de söylediklerimi doğruluyor. Çünkü aklın yolu ve doğru birdir.

  1. Kooperatifçilik Çalıştayının Sonuç raporunda Prof. Dr. Sağsan tarafından paylaşılan hedeflerin bazıları şu şekildedir:

Mevzuattaki boşluk ve belirsizliklerin tespit edilerek güncellenmesi, bürokratik zorlukların saptanması, hükümet programına uygun şekilde, AB ve uluslararası müktesebata göre kooperatifçiliğin teşviklendirilmesine ilişkin yasanın oluşturulması; İnsan kaynağı ve işgücü planlamasının yapılması, paydaşlarla işbirliğinin güçlendirilmesi, müfettişlerin hazırladığı teftiş raporlarının teftiş şube amirlerinden oluşan bir komisyon aracılığıyla sunulması ve takibinin yapılması, oryantasyon ve eğitim faaliyetlerinin yapılması, hiyerarşik örgütlenme biçiminin yeniden tasarlanması; Kooperatiflerin, fiziksel altyapılarının güçlendirilmesi, üye memnuniyeti için teşviklerin artırılması ve ilgili politikaların geliştirilmesi, tüm kooperatiflerin internet sitesinin yapılması, kooperatiflerin marka değeri haline getirilmesi, kooperatiflerin uluslararası kooperatifçilik sistemine dahil edilmesi vs…”

Paylaş