KTÖS: Nazım Bey’in okul öncesi eğitimde yapmadıkları, bundan sonra yapmayacaklarının garantisidir

5
KTÖS: Nazım Bey’in okul öncesi eğitimde yapmadıkları, bundan sonra yapmayacaklarının garantisidir
reklam alani

Views: 0

KTÖS, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun eğitimde yapmadıklarının bundan sonra yapamayacaklarının garantisi olduğunu savundu.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Gönyeli Fazıl Plümer Anaokulu’nda düzenlenen basın toplantısında Milii Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun BRT’de katıldığı programda yaptığı açıklamalara cevap verdi. 

Maviş, “Sendikaların yaptıkları açıklamalarda ‘bu maddeye bu gerekçeden dolayı karşıyız’ dediklerini duymadığını” belirten Bakan Çavuşoğlu’nu yasa tasarısıyla ilgili ön çalışma ve istişare yapmama, teknik kurulu tüzüğe uygun bir şekilde çağırmama, Yüksek Danışma Kurulu toplantısında bakanlığı polisle çevreleyip sendikaların danışmanlarıyla katılmasını engelleme ve Meclis alt komitesinde sendikalar görüşlerini ifade ederken “Talimat geldi bugün bu yasa geçecek” demekle eleştirdi.

Maviş, Bakan Çavuşoğlu’nun sürekli “bazı maddeleri çektik” diye iddia ettiğini ama resmi olarak paylaşılan herhangi bir tasarı olmadığını söyledi. 

Maviş, Bakanın okul öncesi ile sınıf öğretmenlerinin ders saatlerini ne gerekçeyle ve ne amaçla eşitlediğini söyleyemediğini, eğitim biliminden uzak bir şekilde “yaş grubu daha düşük olunca eğitim daha kolay, o nedenle diğer yaş gruplarıyla okul öncesinin ders saatlerini eşitleyelim” gibi bir öneri sunduğunu bildirdi.

Maviş, Bakanın Atatürk Öğretmen Akademisi’ni (AÖA) kapatmayacağı iddiasında bulunurken, Akademi’yi TC’deki tüm üniversitelerle denk tutup aslında işlevsizleştirmeye çalıştığını ön göremediğini ifade etti. 

“ÖNERİ YAPMADIYSAK NASIL DUYDUN?”

Maviş, her başlıkta önerilerinin olduğunu söyleyerek. “Sendikanın bilimsel yaklaşımı dikkate alındıysak ne âlâ” dedi. Maviş, Bakanın ilk cümlesiyle kendi iddialarının çeliştiğini söyleyerek, Bakanın önce “sendikalardan hiçbir şey duymadım” deyip sonra da “sendikalar A-B’yi istemedi, geçicilikten kadrolanmayı istemedi”, şeklinde konuştuğunu ifade etti ve “Öneri yapmadıysak nasıl duydun?” sorusunu sordu.

Maviş, Bakanın taleplerinin bilimsel bir yanı olmadığını, ne olması gerektiklerini her platformda anlattıklarını söyleyerek, geçicilikten kadrolanmanın kaldırılmasını Bakanın 2012 yılında Yüksek Danışma Kurulu’ndan geçirerek, Bakanlar Kurulu’na götürdüğünü hatırlattı. Maviş, öğretmenlerin haklarına halel gelmeden düzenleme yapılması gerektiğini aktardı. 

Maviş, okulların gerçek sorunlarına da değinerek, odak noktasının okullar olması gerektiğini söyledi. 

“BAKAN ÖZEL OKULLARA KARŞI ACİZ… GÜNDEM DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR”

Maviş, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun okul binalarının güvenliğiyle ilgili hiçbir adım atmamasını, eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretemeyişini, son haftalarda ayyuka çıkan özel okullar karşısındaki “aciz halini” gündemden değiştirmek için yaz aylarındaki tepkiler sonucu 9 aydır bekleyen Öğretmenler Yasası Değişiklik Tasarısı’na sarılarak ve alelacele Meclis gündemine taşıdığını iddia etti.

Maviş, Bakanın özel okullardan devlet okullarına geçişlerin yapılacağı bir dönemde, sorumluluk almamak için suni gündem yaratarak, öğretmenleri sokağa döktüğünü ifade etti.

Maviş, “Nazım Bey bilmelidir ki, öğretmenin ve halkın gerçek gündemi nitelikli kamusal eğitimdir” şeklinde konuştu ve bu bağlamda da KTÖS’ün her gün gerçek bir eğitim gündemi dile getireceğini ifade ederek, bugün gündemin okul öncesi eğitim olduğunu söyledi.

Maviş, bugün 23 okul öncesi kurumunda 190 öğretmenle grevde olduklarını hatırlatarak, sorunları kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti.

Maviş, sendikanın, okul öncesi eğitimin genel sorunları ve çözüm önerileri ile ilgili okul öncesi öğretmenlerinin ihtiyaçlarının belirlenmesi isimli çalışma yaptığını, okul öncesi eğitimde tespitlerde bulunarak, alternatif çözüm önerilerini paylaştığını söyledi. Maviş, “her zaman olduğu gibi Çavuşoğlu’nun tüm önerilere kulak tıkadığını” savundu.

Maviş, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayımlanan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) arasında dördüncü hedef olarak “2030’a kadar bütün kız ve oğlan çocuklarının  ilköğretime hazır hale getirecek kaliteli okul öncesi eğitimine erişimlerinin güvence altına alınması” gerektiğini de hatırlattı.

Maviş, okul öncesi eğitime katılımın, çocukların zihinsel, sözel ve sosyal-duygusal gelişimlerinde önemli rol oynadığının, eğitim süreçlerinde akademik performansı olumlu etkilediğinin ve onları yetişkin yaşamlarına hazırlamaya yardımcı olduğunun çeşitli araştırmalar ile saptandığını söyledi. Maviş, “Ayrıca okul öncesi döneme ayrılan kamusal bütçenin ilerleyen yıllarda kat ve kat daha fazlasının kamusal bütçeye yetiştirilen etkili vatandaşlık becerilerine sahip bireyler ile geri döndüğü yine çeşitli raporlarda mevcuttur” ifadelerini kullandı.

Maviş sözlerine şöyle devam etti:

“Eğitimin en önemli basamağı olan okul öncesi dönemde eğitim gören çocukların eğitim hayatlarının ilerleyen yıllarında okul öncesi eğitim almayan öğrencilere göre gerek akademik gerekse sosyal becerilerinin daha gelişmiş olduğu da yapılan araştırmalar ile kanıtlanmıştır. 

Okul öncesi dönemde bahsedilen bu olumlu çıktılara ulaşmak ancak çağdaş bilim uygulamaları ve literatür takip edilerek mümkün olmaktadır.

Çağdaş literatürde erken çocukluk ve okul öncesi eğitim kurumları altı ana alanı kapsamaktadır. Bu alanlar; dış mekânlar, sınıflar, çok amaçlı odalar (ör: uyku odası), sağlık alanı, öğretmen çalışma alanı ve yönetici ofisidir.

Okul öncesi eğitim kurumlarında sınıf düzenlemeleri yapılırken, metre kare başına düşen çocuk sayısı, sınıfın büyüklüğü, sınıftaki oyuncak ve diğer donanımların kapladığı alanlar dikkate alınmalıdır. Çocuk başına düşen alan sayısı küçük çocuklar için düşünüldüğünde 1,5 m² yeterli görülürken; daha büyük çocuklar için bu rakam 3 m²’ye kadar çıkmaktadır.

Genel olarak bakıldığında çocuk sayısının fazla, metre karenin ise az olduğu durumlarda çocukların problemli davranışlar gösterme sıklıklarının arttığı görülmekte, bu durum da fiziksel mekânın çocuklar üzerindeki etkisini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır.”

Burak Maviş’in konuşmasının ardından Hamide Avcıbaşı ve Mebruke Diren Bakanlığın  okul öncesi eğitimle ilgili  yapılanları ve yapılmayanları şöyle sıraladılar:

“NELER YAPILMADI

  1. Okul öncesi eğitimi birimi veya dairesi kurmamıştır.
  2. Okul öncesi sınıf sayılarını ve metrekarelerini şura kararlarına göre belirlememiştir.
  3. Okul öncesi kurumlarda bulunması gereken altı ana alanı sağlama gereği duymamıştır.
  4. Okul öncesi kurumlarda bulunması gereken altı alan bir kenara; mevcut olan binaların fiziki olarak çocuk gelişimine uygun dönüştürülmesi yapılmamıştır.
  5. Okul öncesi kurumlarına bütçe ayırmamış, az denecek bir miktarda oyuncak parası vermiştir. 
  6. Bakanlık tarafından düzenli olarak eğitici materyal temini ve var olanların iyileştirilmesi yapılmamıştır.
  7. Okul öncesi kurumlarına çocukların yaş ve gelişim düzeylerine uygun kırtasiye malzemesi göndermemiştir.
  8. Dört yaş grubunun okullaşma oranını ve okul öncesi kurumlarının öğrenciye erişim oranını artırmamıştır.
  9. Bilimsel literatürde 3 yaş grubunun da zorunlu eğitim kapsamına alınması tartışılırken, 4 yaş grubu zorunlu eğitim kapsamına alınmamıştır.
  10. Dört yaş grubunu yaygınlaştırmadığından dolayı AÖA’ya yeterli öğretmen adayı almamıştır.
  11. Okul öncesi kurumlarda rehberlik servisi ve özel eğitim hizmeti sağlamamıştır.
  12. Eğitimin tüm kademelerinde olduğu gibi, okul öncesi dönemde de göçmen öğrencilerin sorunlarını çözecek adımlar atmamıştır.
  13. Yasal olarak zorunlu olmasına rağmen öğretmen yardımcılarının istihdamı konusunda bir girişimde bulunmamıştır.
  14. Gelişmiş ülkelerde iki öğretmenin bulunduğu sınıflar mevcutken; öğretmen yardımcıları olmadan okul öncesi eğitimin yapılmasına neden olmuş ve bundan hiçbir rahatsızlık duymamıştır.
  15. Okullarda asgari ücret altında çalıştırılan ve birçoğunun sosyal sigortası yatırılmayan öğretmen yardımcılarının anayasal haklarının ihlal edilmesinden zerre rahatsızlık duymamıştır.
  16. Eğitsel materyal temini ve yardımcı öğretmen istihdam etmek adına işletmeye dönen; asıl amacı okuldaki eğitimi güçlendirmek eğitimin ilk basamağındaki çocukların ailelerini bilinçlendirmek olan okul aile birliklerinin mevcut halinden rahatsız olmamıştır.

NELER YAPILDI

  1. Okul öncesi kurumlarındaki tüm çok amaçlı odaları sınıfa çevirmiştir.
  2. Zorunlu eğitim kapsamında olmadığı için 4 yaş sınıflarının kapatılmasına göz yummuştur. 4 yaş grubu çağ nüfusunun bir kısmının eğitim hakkını elinden almıştır.
  3. Öğrencileri çocuk başına 0,5 m²’den az alanlara hapsetmiştir.
  4. Yaratılan tüm imkânsızlıklara rağmen öğretmenlerin çabaları ile ayakta tutulan okul öncesi eğitimdeki; kalabalık sınıflar, materyal eksikliği, yardımcı öğretmen istihdamı gibi sorunlara kulak tıkamıştır.
  5. Okul öncesi öğretmenlerinin hem Öğretmenler Yasası hem de “Göç Yasası” kaynaklı yaşadığı hak mahrumiyetlerini görmezden gelmiştir. Soruna sorun eklemiştir.
  6. Okul aile birliklerinin istihdam yetkisi olmamasına rağmen, bunu teşvik etmiş ve gözlerini kapamıştır.
  7. Sadece eğitim biliminden bihaber birinin söylemesini beklediğimiz ‘yaş grubu daha düşük olunca eğitim daha kolay, o nedenle diğer yaş gruplarıyla okul öncesinin ders saatlerini eşitleyelim’ gibi bir öneri sunmuştur.
  8. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve hedef gösteren söylemlerine bir yenisini daha eklemiştir.
  9. Eğitimi sadece verilen ders saatine indirgeyerek, aslında önemli olan içerik ve uygulamayı görmezden gelmiştir.
  10. Gerek okul öncesi dönemde sürekli kullanılan malzeme temini, gerekse öğretmen yardımcılarının istihdam edilebilmesi için toplanan ücretten dolayı okul öncesi eğitime erişemeyen çocukları görmezden gelmiştir.”
Paylaş