Prof. Dr. Nedime Serakıncı: Koronavirüs ölüm oranları influenza seviyelerine ulaştı

12
Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı, tıbbi biyoloji ve genetik uzmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı
reklam alani

Views: 0

Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı, tıbbi biyoloji ve genetik uzmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, koronavirüs vakalarında ölüm oranlarının 0,3’lere gerileyerek influenza seviyelerine ulaştığını belirtti.

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın “manevi kızı”, tıbbi biyoloji ve genetik uzmanı Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, Koronavirüs salgınının son durumu ve grip vakalarındaki son duruma ilişkin, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Koronavirüs kaynaklı ölüm oranlarına ilişkin soru üzerine Serakancı, “Koronavirüs salgını, bugünkü rakamlara baktığımızda beklediğimiz şekilde şiddetini kaybetti, ölümler çok azaldı. Hastalanma oranlarına baktığımızda da oldukça düşüş görüyoruz. Virüsün Omicron varyantlarına bağlı bulaşma hızında yükselme olmakla birlikte virüsün kendinin de hayatta kalma çabası ve de toplumların büyük kısmının aşılanmasıyla çok daha kabul edilebilir bir seviyeye geldi. Dünya geneline baktığımızda henüz pandemi özelliklerini tam olarak kaybetmemekle birlikte bölgesel olarak influenza salgını seviyelerine geldi demek çok da yanlış olmaz. Yani artık beklediğimiz gibi biz virüsle o da bizimle yaşamayı öğrendi diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Serakıncı, genomik yapılarına göre Koronavirüs varyantlarının ilk çıktıkları dönemdeki bulaşma hızlarının ölüm ve hastane yatış oranlarına bakarak salgının etkisinin dünya genelinde düştüğünü söyledi.

“PANDEMİ BİTMEDİ AMA ESKİ GÜCÜ YOK”

Prof. Dr. Serakıncı, henüz “pandemi bitti” denilemeyeceğini, artık toplumların virüsle birlikte yaşamayı öğrendiğini ve salgının eski gücünün görülmediğini dile getirdi.

Hindistan’da ağustos ayında tespit edilen ve “XBB” varyantı olarak isimlendirilen varyantın başka ülkelerde etkin olup olmayacağının takip edildiğine vurgu yapan Serakıncı, aynı varyantın Singapur’da görülmesi ve etkisini artırması nedeniyle Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), Koronavirüs salgınını “Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu-(PHEIC)” olarak nitelemeye devam kararı aldığını hatırlattı.

Söz konusu varyantın diğer ülkelerde ve Türkiye’de etki gösterip göstermeyeceğinin yakından takip edilmesi gerektiğine dikkati çeken Serakıncı, “Aynen domuz ve kuş gribinde olduğu gibi mevsimsel dönemsel artışlar gözlemleyerek virüsle birlikte yaşamayı öğreniyoruz çünkü virüs hala var ve var olmaya devam edecek. Ayrıca 2020’de gördüğümüz vahim tabloyu tekrar görmemiz çok çok zor diyebiliriz.” dedi.

Virüsün süreç içerisinde değişerek farklı varyantlara evrildiğini ve gücünü yitirdiğini vurgulayan Serakıncı, “Bu nedenle salgının ilk zamanlardaki durumu ile tekrar karşılaşmayız. İlk çıkan virüs ile şimdiki virüs karşılaştırıldığında hastalık yapma özelliği kesinlikle aynı değil.” dedi.

Serakıncı, tüm bunların yanı sıra çok sayıda insanın aşılandığını ve bir o kadar kişinin de hastalığı geçirdiğine işaret ederek, “Vücudumuzun hiç tanımadığı bir virüse verdiği yanıt ile virüs ile tanışıp antikor geliştirdiği virüse verdiği yanıtın çok daha farklı olması nedeniyle hastalık artık daha hafif geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“MEVSİMSEL VİRÜSLER YENİDEN GÖRÜLMEYE BAŞLADI”

Virüsün en son yaygın varyantı olan Omicron’un diğer varyantlar gibi üst Solunum yoluna yerleştiğini fakat Delta varyantı kadar ağrı hastalık yapmadığına dikkati çeken Serakıncı, şöyle konuştu:

“Genellikle, akciğerde değil üst Solunumda hastalık yapıyor, kolay bulaşıyor ama ağır geçmiyor. Ağır ve ölümle sonuçlanan vaka oranlarına baktığımızda ciddi bir düşüş görüyoruz. Vakalarda ölüm oranları 0,3’lere gerileyerek influenza seviyelerine ulaştı. Eğer pandeminin sonu geldi artık vaka yok diye bekliyorsak ‘sıfır vaka’ olmayacak. Başka mevsimsel Solunum yolu virüsleriyle birlikte benzer oranları göreceğiz.

Unutmayalım ki mevsimsel virüsler yeniden görülmeye başladı bu nedenle influenza hastaları ve sadece koronaviürs vakalarını yine ikili enfeksiyon vaka verilerini tam sayamıyoruz, dolayısıyla da Koronavirüsn şu andaki ölüm oranlarını da tam bilemiyoruz bunu da belirtmek isterim. Buna rağmen yine tedbiri elden bırakmadan 2020, 2021 ve 2022 kışına göre daha normal bir yaşama döndük artık birlikte yaşayabiliyoruz.”

“SÜPER ENFEKSİYONLAR, ZAYIF BÜNYELER İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR”

Prof. Dr. Serakıncı, Koronavirüs salgının, önümüzdeki süreçteki seyrine ilişkin bir soru üzerine, “Virüs yok olmayacağına göre bu yıl da bundan sonraki yıllarda da özellikle grip mevsimi dediğimiz kış aylarında bizimle birlikte olacak.” dedi.

Bu nedenle oranların giderek düşmesini beklemekle birlikte “salgın bitti” rehavetine de kapılmamak gerektiği uyarısında bulunan Serakıncı, “Çünkü bu yıl influenza virüsleri ile birlikte ikili hatta üçlü enfeksiyonlar söz konusu olmasını bekliyoruz ve hatta bazı bilim insanları bu şekildeki kombine enfeksiyonları süper enfeksiyon diye niteliyor. Bu kombine enfeksiyonlar, daha ağır geçiyor. Tabii ki zayıf bünyeli ile kronik hastalığı olan kişiler için bu durum risk oluşturuyor. Bu bilinçle hareket etmemizde fayda var.” şeklinde konuştu.

Kronik rahatsızlığı olanların nasıl korunacağına ilişkin soru üzerine Serakıncı, “Kronik rahatsızlığı olanların, influenza riskine karşı aşı, maske ve mesafe ile kendilerini nasıl koruyarlarsa Koronavirüse karşı da böyle korumaları gerekiyor.” dedi.

“INFLUENZA İLE KORONAVİRÜS HEMEN HEMEN AYNI SEVİYELERDE”

Nedime Serakıncı, Koronavirüs salgınının başından bu yana dünya genelinde 6,5 milyonun öldüğünü, günlük vaka sayılarının sayılmadığı bu dönemde dahi günlük vaka sayısının 400-500 bin, ölüm oranlarının ise 1300-1500 dolayında seyrettiğini bildirdi.

Dünya genelinde ve Türkiye’de aynı anda hem Koronavirüs hem influenzanın yaygın olduğunu bildiren Serakıncı, şunları kaydetti:

“Kesin olmamakla birlikte oranlara baktığımızda influenza ile Koronavirüs hemen hemen aynı seviyelerde gibi görülüyor. Bu yılki gripler içerisinde RSV (Respiratuar Sinsisyal Virüs), influenza A, yine influenza A’nın bir alt tipi olan domuz gribi de yaygın durumda. Gerçi aynı virüsler her yıl az-çok vardı. Koronavirüs öncesinde kısmen daha azdı. Bu yıl daha yaygın ve ağır görülmelerinin hatta yine ikincil enfeksiyonlar olarak karşımıza çıkmalarının bir nedeni de her yıl hasta olmasak da az veya çok bu virüs partikülleri ile karşılaşır ve vücudumuzda gerekli antikorlar ile dolaşırdık oysa izole ve maskeli yaşam sürdüğümüz son 3 yılda bu virüsler ile olan tanışıklığımız azaldı ve daha sık hasta olmaya başladık. Bu şekilde baktığımızda pandeminin hafiflemediğini söylemiş gibi oluyorum ama hala hissediliyor olmasına rağmen net gözlemlediğimiz bir şey var o da Koronavirüs günlük yaşamlarımızdaki etkisini kaybederek hafifledi.”

Prof. Dr. Nedime Serakıncı, değerlendirmelerini, var olan varyantların dinamikleri göz önüne alarak gerçekleştirdiğini belirterek, “Mevcut durumu, yeni varyant gibi olası bir durumda varyantın özelliklerine göre tekrar değerlendirmek gerekir. Şahsen bize en baştaki durumu yaşatacak yeni bir varyant beklemiyorum.” ifadelerini kullandı.

Paylaş