Views: 0
HP Genel Başkanı Kudret Özersay, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara göre yerel seçimlerin belki de 25 Aralık’ta da yapılamayacağını belirttiği konuşmasında, seçimde birinci çıkmış partinin bile daha adaylarını belirleyemediğini dile getirdi.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Hakikat Web TV’de Güven Arıklı’nın hazırlayıp sunduğu “Günaydın Hakikat” adlı programının konuğu oldu.
HP Genel Başkanı Özersay, “Gayrimeşru hükümet her şey kötü yönetiyor. Kaç belediyeyle seçime gidileceği, kaç kişilik nüfusa hizmet verileceği, ne kadarlık bir coğrafi alana hizmet verileceği seçime iki ay kalmasına rağmen halen bilinmiyor” dedi.
Özersay, doğal olarak kimin nereye aday olacağının da bir türlü netleşemediğine dikkatleri çekerek, herkesin beklemede olduğunu ifade etti.
Adayların yapamayacakları projelerin sözünü vermek zorunda kalacağını, vatandaşın ise neye oy verdiğini bilmeyeceğini dile getiren Özersay, bu şartlarda kimsenin belediye seçimlerinin demokratik şekilde yapılacağını iddia edemeyeceğini ifade ederek “Etmesin bir zahmet” dedi.
Özersay, yaklaşan yerel seçimler ve hükümet çalışmalarını değerlendirdiği programda “Bu şartlarda belediye seçimlerinin demokratik olması beklenemez” diye konuşarak seçimden sonra vatandaşın sırtına yeni vergiler bineceğinin asıl sorun olduğuna değindi.
Özersay, seçim ertesi belediyelerin ellerini vatandaşın cebine atmak zorunda kalacağını, olanınsa yine vatandaşa olacağını söyleyerek, “Gayrimeşru hükümetin ortağı olan partiler kişisel menfaat birlikteliklerine dönüştü, memleket için bundan daha tehlikeli bir şey olamaz! Gayrimeşru hükümet gönderilip erken seçimle acilen fakirleşmesinin önüne geçilecek bir paket hayata geçirilmeli” şeklinde konuştu.
“SEÇİMİN 25 ARALIK’TA YAPILABİLECEĞİ KONUSUNDA HALA ŞÜPHELERİMİZ VAR”
Özersay, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara göre yerel seçimlerin belki de 25 Aralık’ta da yapılamayacağını belirttiği konuşmasında seçimde birinci çıkmış partinin bile daha adaylarını belirleyemediğini dile getirdi.
Bunlar alt alta koyulduğunda ortaya şu şekilde bir resim çıktığından bahseden Özersay; “Seçim belki yapılacak belki yapılamayacak. Mahkeme 18 değil, 28 derse hükümet Türkiye’ye verdiği söz çerçevesinde bir reform yapamayacağı için yılbaşından sonraya bırakmak zorunda kalacak ve bu da seçimin tarihinin bile değişmesine sebep olabilir. Böyle bir ortamda demokratik bir seçimden bahsetmek mümkün mü?” diye sordu.
“GAYRİMEŞRU HÜKÜMET DEVAM ETTİĞİ SÜRECE BU SORUNLAR BİTMEZ”
Halkın Partisi olarak bu eleştirileri yaparken çözümünü ve çıkış yolunu da ortaya koyduklarını söyleyen Özersay, “Gayrimeşru hükümet devam ettiği sürece bu sorunların hiçbirine çözüm bulamazsınız. Bunun tek çözümü belediye seçimi değil, bir erken seçimdir. Seçime dayalı, hem parti tabanında hem de seçmen tabanında meşru bir hükümetin kurulması gerekiyor. Aynı partiler bile hükümet kursa meşru bir hükümet olduğu sürece her durumda bugünden daha iyi bir durumda oluruz. Bu yaşananlardan sonra bir UBP-CTP hükümeti kurulamayacağı da madem ki ortada, tek çıkış yolu bir an önce bu gayrimeşru hükümetten kurtulmaktır. Dolayısıyla kaostan çıkış yolu belediye seçimi değil erken seçim ve onun ertesinde bir belediye seçimidir, belediye seçimleri de önümüzdeki Haziran’da yapılır ve gerekli intibaklar da sağlanır” şeklinde konuştu.
“BELEDİYELERİ BÜYÜK BİR KAOS BEKLİYOR”
Şu anda yasalar tamamlanmadan yerel seçimlerin yapılmasının büyük bir kaosa ve finansal krize sebep olacağını belirten Özersay, şöyle devam etti:
“Belediyelerin borçlanma kapasiteleri dolmuş, bir kısmı zaten batmış. Belediyelerin merkez bütçeden alacakları katkı payını kısarak bu sorunu çözemezsiniz. Yine almaları gerekeni alamayacakları için yeni göreve gelecek olan belediye başkanları mecburen gelirleri artırmak için vergilere zam yapacak. Bu da yükün vatandaşın sırtına binmesine sebep olacaktır. Bu idari, ekonomik ve vatandaşın cebine yansıyacak mali bir kaostur. Aralık ayında bütçe doğru düzgün yapıldıktan sonra reform süreci de sağlıklı şekilde tamamlandıktan sonra seçime gidilmeliydi.”
“MENFAATİ PAYLAŞMA MANTIĞINA DAYALI SİYASİ PARTİLER MEMLEKET İÇİN EN BÜYÜK TEHDİT”
Genel seçimlerin ardından ikili bir hükümet kurulması gerektiğini belirttiklerini söyleyen Özersay, “Biz o dönem sayın Sucuoğlu’na bunu teklif ettik. Çünkü üçlü hükümette bir ortağın etkisiz eleman olacağını söylemiştik. Bununla ilgili olarak dönemin UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu’na da görüşlerimizi aktardık, ama sonra kendisi bunu yapmak yerine üçlü hükümet kurmayı tercih etti. Şu anda yaşananlarla o zaman söylediklerimizde haklı olduğumuz ortaya çıkmış oldu” diye konuştu.
Hükümetin kendi içinde yaşanan sorunlara da değinen Özersay, “Hükümete ortak olan siyasi partiler, menfaati paylaşma partilerine döndüler. Hizmet mantığı değil, rantı paylaşma mantığı söz konusu. Bakanlar birbirine imalı şekilde açıklamalar yapıyorlar, sosyal ortamlarda bize bunu itiraf ediyorlar. Bakan kalmak, bakanlıktan gitmemek için her şeyi yapmaya hazır bir birliktelik görüntüsü çiziyorlar. Çünkü bu hükümetin kuruluşu sakattır, meşru değildir. Partilerin kendi tabanına da seçmen tabanına da dayanmıyor. Bu durumun sebebi budur. Böyle giderse ne yönetilecek bir devlet, ne de yönetilecek bir kurum kalacak” dedi.
Özersay “bugün paylaşma mantığı ile hareket eden siyasi partiler bu memleket için en büyük tehdittir” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEDE SOSYAL ADALET KALMADI”
Ülkede vatandaşın büyük bir ekonomik kriz içerisinde bulunduğunu belirten HP Genel Başkanı Özersay, “Bugün gelinen noktada özel sektör çalışanı eziliyor. Sosyal adalet kalmadı. Kamunun yanında adeta silindiler. Türkiye’de yaklaşan seçimlerde birçok destek yapılıyor vatandaşa, özel sektöre. Sen burada ne yapıyorsun? Hiçbir şey. Bunun ne gayreti var ne çabası var. Bunun da sebebi gayrimeşru olmanız. Bu yüzden bizim sorunlarımızın çözümü hükümetin gitmesini beklemekten değil, hükümeti götürmemizden geçer” dedi.
“HAKSIZ İŞE ALIMLARLA ADALET DUYGUSUNU ZEDELEDİLER”
Devlet kurumlarına son zamanlarda yapılan istihdamlarla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruyu da yanıtlayan Özersay, şöyle devam etti:
“Hak etmeyene size oy verecek diye başka imkanlar sağlarsanız, istihdam ederseniz bu sistem bir süre daha devam eder ve sizi de hükümette tutar ama sonuç olarak kaybeden memleket olur. Önümüzdeki beş ayı düşünürseniz bunu sağlayabilirsiniz. Ama bundan sonraki nesilleri düşünecekseniz bunu yapamazsınız. Siz ihtiyaç olmayan yerlere sınavsız ve münhalsiz olarak birilerini işe aldığınızda eğitimini tamamlayıp orayı hak eden kişileri almazsanız hak yemiş olursunuz. Adalet duygusu açısından da memleketi, toplumu düşünmekle kendini düşünmek arasındaki bencilliği de ortaya çıkarır. Vatandaşı da bencilleştiren bir siyaset izliyorlar. Bu ekonomik zorluk içerisinde vatandaşı da buna mahkum ediyorlar. İstihdam açısından çok vahim bir yöne doğru gidiyoruz. Ekonomi kötüleştikçe buna muhtaç olan insanların sayısı da artıyor ve insanları istismar ediyorlar. Eskiden devletin altını oyuyorlardı şimdi partilerinin de altını oyuyorlar. Bu devam ettirilemez artık ve çok da sürmez. Önceden geçici memur alıyorlardı, sonra geçici işçi almaya başladılar. Daha sonra başka yöntemler geliştirdiler ve fona eleman alacağız dediler. Bu fonlarla her gelen bakan partili birilerini istihdam etti.”