CTP’nin LTB Başkan adayı İncirli: Herkesin mutlu olacağı, gurur duyacağı bir Lefkoşa yaratacağız!

29
Sıla Usar İncirli
reklam alani

Views: 0

CTP Lefkoşa Milletvekili ve partinin Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Belediye Başkan adayı olarak açıkladığı Sıla Usar İncirli, “Herkesin başşehri olan Lefkoşa’yı güzelliklerle yaşatmak için, herkese yakışır bir başşehir yapmak için yola çıktık ve bunu başaracağız” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili ve partinin Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Belediye Başkan adayı Sıla Uyar İncirli, Radyo Mayıs TV’de Mayıs Manşet Programı’nın konuğu oldu.

CTP Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, İncirli, programda adaylık sürecine, Lefkoşa’nın sorunlarına ve ülkede büyük infiale neden olan Belediyeler Yasası’nda yaşanan sıkıntılara değindi.

“SURLARİÇİ’NDE DOĞDUM, BÜYÜDÜM. BU BİZİM ŞEHRİMİZ DİYEMİYORUZ. YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR”

Lefkoşa Surlariçi’nde doğup büyüdüğünü, çocukluğunun burada geçtiğini anlatan Sıla Usar İncirli, “Ülkemizin başşehri Lefkoşa, çocukluğumuzun geçtiği, annelerimizin, babalarımızın büyüdüğü; ülkemizin dünyaya açılan pencerelerimizden bir tanesi. Maalesef uzun zamandır Lefkoşa’nın başşehre yakışır çehresi ortadan kalkmış durumda. Hem içerik olarak hem görünüş olarak başşehir Lefkoşa’ya ulaşmamız gerekiyor. Ben Surlariçi’nde doğdum büyüdüm, çocukluğum orada geçti. Burada çalışan insanların, etrafındaki ailelerinin nasıl bir Lefkoşa’da bulunduklarını görerek büyüdüm. Köşklüçiftlik’te, Kaymaklı’da, Ortaköy’de yaşadım. Uzun süredir Lefkoşa siyasi açıdan, işleyiş açısından pek çok şey kaybetti. Göğsümüzü gererek ‘işte bu da bizim şehrimiz, bu da bizim başşehrimiz’ diyebileceğimiz bir Lefkoşa yok şu anda. Bunu görünce artık görev almanın zamanıdır diyerek bu göreve talip oldum. Yapılması gereken çok iş var. Yapacak çok işimiz var” dedi.

“AKLINIZIN KESTİĞİNE GÖRE DEĞİL, TEMEL İLKELERE GÖRE REFORM YAPMALISINIZ”

Hükümetin, belediyeler reformunu ilkeler ve prensipler doğrultusunda değil de, sadece seçimde kendilerine avantaj sağlamak için yaptığını söyleyen İncirli, “Yerel yönetimler çok önemli. İnsanların hizmete en yakın durduğu, taleplerini en yakından ifade edebilecekleri kurumlardır. Hal böyle olunca demokrasinin en temel yeri, yerel yönetimlerdir” dedi.

CTP olarak bir reform yapılması gerektiğini çok uzun süreden beri söylediklerinin altını çizen İncirli, “Ama hükümetin bundan anladığı; bir sonraki seçimde kendilerine avantaj sağlamaktır. Çünkü batmış belediyeler vardı, batmayanlarla onları birleştirmeyi hedeflediler. Bizim anladığımız ise; reformun yapılması gerektiği ama bu yapılırken bazı ilkelere, prensiplere ihtiyacımız olduğudur. Aklınızın kestiğine göre reform yapamazsınız. Temel ilkeleriniz olacak, bunun doğrultusunda yapacaksınız” ifadelerini kullandı.

“MERKEZİN BAZI YETKİLERİ, YERELE AKTARILMALI”

“Bunlardan birincisi yerel yönetimler sahip çıkmak, ikincisi yerel yönetimlerin özerkliği, üçüncüsü ise merkezden bazı yetkilerin yerel yönetimlere aktarılmasıdır” diyen İncirli, merkez yönetimin, yapısı gereği hantal olduğuna vurgu yaptı.

İncirli, “Hal böyle olunca bizim söylediğimiz prensiplerden bir tanesi olan merkezdeki yetkilerin bir kısmının yerel yönetimlere aktarılmasını yaparken mali olarak da yerel yönetimleri güçlendirmek gerekir” dedi.

Mali denetimin önemi de işaret eden İncirli, iyi yönetilmeyen, istismar edilen belediyelerin de borç batağında olduğunu bildiklerini kaydetti.

Bir belediye borç batağında olduğu zaman, çalışanların iş güvencesinin tehlikeye girdiğini belirten İncirli, “İkincisi o beldedeki insanlar hizmet alamazlar. Dolayısıyla belediyelerin mali açıdan güçlü olabilmesi, siyaseten istismar edilmeden yönetilmesi gerekiyor. CTP’li belediyeler bunu başarmış olan belediyelerdir. Baktığınız zaman sözüm ona belediyelerin birleştirilmesi yasasında mali olarak güçlü olan CTP’li olan belediyelerin yanına batmış belediyeleri birleştiriyorlar” dedi.

“ÜLKE BÜYÜK BİR KAOSA GİDECEK”

Yasanın ülkede büyük bir kaosa yol açacağını, bu süreçte yetkisi ortadan kaldırılan belediyelerin parayı nasıl kullanacakları ve nasıl hizmet verecekleri konusunda birçok uyarıda bulunduklarını belirten İncirli, bunun hukuken ve siyaseten ciddi bir mesele olduğunu vurguladı.

Söz konusu durumun, demokrasiye vurulmuş bir darbe olduğunu ifade eden İncirli, “İnsanların ihtiyaçlarının karşılanamamasıyla bizi karşı karşıya bırakmıştır. Anlatmaya çalıştık, Mecliste çok büyük direnç gösterdik” diye konuştu.

Defalarca, memleketin kaosa sürükleneceği uyarısında bulunduklarını söyleyen İncirli, “Bütün birleştirmelerde ‘ortadan kaldırma’ meselesi var. Belediyeler tüzel kişilik olarak ortadan kalktıkları zaman yetkilerini kullanamayacaklar. Anayasamızın 19. maddesine bakacak olursanız, belediyelerin tüzel kişilikleri seçimlerle ortaya çıkar. Başkan, meclis üyeleri seçilir. Seçimle birlikte gelenler oluşturur tüzel kişiliği. Yetki ve sorumluluk onlardadır. Bu yasayla birlikte tüzel kişilik ortadan kalkınca belediyelerin yetkilerini de ortadan kaldırıyorsunuz. Parayı nasıl kullanacaklar, hizmeti nasıl götürecekler?” diye sordu.

“SAATLERCE KONUŞMADILAR, KORKUNÇ BİR SESSİZLİĞİN İÇİNDEYDİLER”

Dünyada reformlar yapılırken geçiş süreci yaşandığını, ama ülkede bunun uygulanmadığını vurgulayan Sıla Usar İncirli, “Yarım asırdır bütün ülkeler yerel reform yapıyorlar ama bunu yaparken bir geçiş dönemi de geçiriyorlar. Seçimler yapılıyor, sonra meclis üyeleri karar veriyor birleşmeler nasıl olacak, intibaklar nasıl olacak diye. Bizdeki şekliyle dünyanın hiçbir yerinde yapılan uygulama yoktur” dedi.

Siyasilerin aldıkları kararlarla ilgili açıklama yapma zorunluluğu olduğunu, kamuoyunu aydınlatması gerektiğini belirten İncirli, Meclis’te yaptıkları kürsü işgali sebebinin de bu olduğunu vurguladı.

İncirli, “İlkeler doğrultusunda reformu yapma şansınız varken neden hala ısrarla yanlış yapma durumundasınız diye sorduğumuzda, hiç cevap vermediler. Saatlerce hiç konuşmadılar, korkunç bir sessizliğin içindeydiler. Siz ne yaparsanız yapın bizim çoğunluğumuz var, biz istediğimizi yaparız havasındaydılar. Bizim kürsü işgali yapmamızın sebebi buydu” dedi.

“KAMUOYUNA SÖYLEYEMEDİKLERİ BİR SEBEP VAR”

İncirli, “niye acele ettiklerini, Anayasa’ya aykırı iş yaptıklarını sorduk, hiç cevap vermediler. Demek ki söyleyemeyecekleri bir sebep var” dedi.

Muhataplarının, kamuoyunun bilmesini istemedikleri bir şey olduğuna işaret eden İncirli, “Siyasiler kararlarını hangi nedenlerle verdiklerini topluma izah etmek zorundadır” diye konuştu.

Sıla Usar İncirli, “önümüzdeki süreçlerde ortaya çıkacak kaosa karşı insanları uyarmak zorundaydık. Biz orada bunun mücadelesini verdik. Bu tarz konularda bunu yaptığımızda geri adım attıkları da oldu. Ama bunda da son ana kadar böyle bir ihtimal olabileceğini düşündük. ‘Kuru bir inat’ ile karşı karşıya kaldık. Açıklayamadıkları bir nedenden dolayı bunu maalesef yaptılar” dedi.

“BU ÜLKENİN TOPYEKUN KENDİNİ KURTARMA HAREKETİNE GEÇMESİ GEREKİYOR”

Ülkenin birçok sorunu olduğuna dikkat çeken İncirli, ülkede yaşanan sorunların sadece pandemiden ve Rusya- Ukrayna savaşından kaynaklanmadığını kaydetti.

“Bu ülke ‘alaguduru’ insanların elinde kaldığı için maalesef ciddi sorunlar yaşıyoruz” diyen İncirli, bütün dünyanın, küresel ekonomik krizden kendini korumak için her türlü çalışmayı yaptığını belirtti.

İncirli, “Biz kendimizi akıntıya bırakmışız, savrularak gidiyoruz. Ortadan kalkma riskiyle de karşı karşıyayız. Hiçbir sektörde ekonomik bir korunma projesi uygulanmıyor” diye konuştu.

Sağlıkta ve eğitimde de ciddi sorunların baş gösterdiğine vurgu yapan İncirli, “bunlara karşı bir koruma yok. Öyle bir zamandayız ki bu ülkenin yetişmiş insanları, gençleri var. Bu ülkenin topyekun kendini kurtarma hareketine geçmesi gerekiyor, aksi takdirde gençler iş bulamadıkları için ülkeye dönmek istemiyorlar” dedi.

“LEFKOŞA ARTIK GÜVENLİ BİR ŞEHİR DEĞİL”

Sıla Usar İncirli, bu sıkıntıların Lefkoşa’yı da etkilediğini belirterek “ülkenin birçok yerinde de Lefkoşa’da da insanlar yolda yürüdükleri zaman mutlu değiller. Çocuklar bile mutlu değil. Gidebilecekleri parklar, zaman geçirebilecekleri yerler çok kısıtlı. Kadınlar bundan mutlu mu? Hayır

değil. Lefkoşa artık kadınlar için de güvenli bir şehir değil. Yaşlılar mutlu değil çünkü kaldırımlarda en çevik insanlar bile yürüyemiyorlar. Bizim yapacağımız şey, insanların ihtiyacına yönelik çalışmalar yapmak” dedi.

Lefkoşa’nın, parklarıyla, bahçeleriyle, sosyal ve kültürel eğlence yerleriyle, çocukların, kadınların, yaşlıların ve engellilerin başşehri olması gerektiğine dikkat çeken İncirli, “Hepimiz başka şehirlerden gelmiş olabiliriz buraya; Limasol’dan, Baf’tan, Larnaka’dan, Mesarya’dan gelenler var. Hepimiz Lefkoşalıyız. Doğanlar da Lefkoşalıdır, başka yerde doğup buraya gelenler de Lefkoşalıdır” dedi.

“ÜRETEN BİR LEFKOŞA OLMAK ZORUNDAYIZ. SANATIN, FESTİVALLERİN, MÜZİĞİN BAŞŞEHRİ”

Herkesin mutlu olacağı, gurur duyacağı bir başşehir yaratmak zorunda olduklarını belirten İncirli, “Doğduğu yere, konuştuğu dile, cinsel yönelimine, kimliğine bakılmaksızın nerede doğduğuna da bakılmaksızın bir Lefkoşa yaratmak durumundayız. Lefkoşa hepimizin yolunun kesiştiği yerdir aslında. Burası bizim başşehrimiz, dünyaya açılan az sayıdaki penceremizden bir tanesidir. Siyasetin göbeği burası. Bütün ülke Lefkoşa’dan yönetiliyor” dedi.

Lefkoşa’da ekonomik aktivitenin de üst düzeyde olduğunun altını çizen İncirli, “Üreten bir Lefkoşa olmak zorundayız. Sanatın, festivallerin, müziğin başşehri. Bütün dünyaya bizi tanıtacak, insanların bu şehre gelmesini sağlayacak aynı zamanda hepimizin yaşamaktan mutlu edeceği bir başşehirdir. Lefkoşa sadece Lefkoşalıların başşehri değildir. Bu ülkede yaşayan bütün herkesin başşehridir” dedi.

“AKINCI 1982’DE CTP’NİN DESTEĞİYLE BAŞKAN OLDU”

CTP’nin Lefkoşa’da aday çıkartacağını açıklamasının ardından bazı kesimlerden gelen ‘tepkilere’ değinen Sıla Usar İncirli, bu tarz tartışmaların hoş olmadığını ve bir son verilmesi gerektiğini vurguladı.

Çocukluğunda babasıyla yaşadığı bir anısını anlatarak söz konusu durumu örnekleyen İncirli, “1972’de doğdum, babam da CTP’nin Genel Sekreteriydi. Annemin annesinin evi Yenicami’deydi. Okuldan çıktıktan sonra annemle babam çalıştığı için neneme giderdim. Mahalledeki çocuklarla vakit geçirirdik. Bir gün gittiğimde, kutuları içerisinde bir sürü afiş ve bayrak vardı. Ben tabi o günlerde CTP’nin adını öğreniyorum. 7-8 yaşındayım. Başağı öğreniyorum. Hayatımız köy gezilerinde, miting meydanlarında geçti. Kutularda başka bir partinin bayrakları afişleri vardı. Babama sordum; baba hani biz CTP’yiz. Niye başka bir partinin bayraklarını eve getirdin? O da dedi ki; kızım bu seçimlerde biz beyaz güvercini destekleyeceğiz. Bu seçimde herkesin hatırlayacağı üzere Sayın Akıncı’nın başkan olduğu bir seçimdi. CTP’nin de desteğiyle. Zaman zaman bu tür ittifaklar olmuştur. Zaman içerisinde bunlara takılmadan böyle şeyler yapılması gerekir diye düşünüyorum. Kimse çıkıp da CTP’ye diyemez sen aday çıkarma diye. Çünkü CTP’nin emeğine saygısızlık olur. Kaldı ki CTP uzun süredir Lefkoşa’dan aday çıkaracağını söyledi ki hiçbir partinin bunun üzerinde tahakküm kurması mümkün değil” diye konuştu.

“BENİM GÖREVİM HERKESİN BAŞŞEHRİ OLAN LEFKOŞA İÇİN ÇALIŞMAK”

Lefkoşa’nın herkesin başşehri olduğunu söyleyen İncirli, “Biz siyasi partilere, kişilere saygı duyuyoruz. CTP olarak biz de aynı saygıyı bekliyoruz. Siyaseten bilgi birikimi olan büyük bir partiyiz. Kendi kararımızı verme özgürlüğümüz var. İnsanların buna saygı göstermesini diliyorum. Herkes kendi emeği doğrultusunda kendi özgür iradesiyle kararlarını verebilir. Ben de bu yola çıkarken herkesin belediye başkanı olarak yola çıkıyorum. Lefkoşa bu ülkenin, hepimizin başşehridir. Benim görevim herkesin başşehri olan Lefkoşa için çalışmak. Fikirleri bulmak, bunun finansmanını bulmak önemlidir. Bununla ilgili çalışmalarımızı başlattık. Kamuoyuyla yakında bunu paylaşacağız” dedi.

“HER YURTTAŞIMIZ HEM AKIL, HEM DE DUYGULARIYLA DEĞERLENDİRME YAPMALI”

Herkesin başşehri olan Lefkoşa’yı güzelliklerle yaşatmak için, herkese yakışır bir başşehir yapmak için yola çıktıklarını ve bunu yapabileceklerine inandığını belirten İncirli, “Lefkoşa için neler yapmalıyız, Lefkoşalı için, ülkemiz için neler yapmalıyız artık bunları konuşmalıyız. İnsan bazen heyecanla farklı değerlendirmeler yapabilir. Duygularımız da bizim için çok önemlidir. Duygumuz olmazsa bu hareketlenmeyi yapamayız. Bizi ayakta tutan duygularımızdır. Ben her yurttaşımıza hem akıl hem duygularıyla değerlendirme yapmaları gerektiğini düşünüyorum” diye ekledi.

Paylaş