Views: 0
Ülkede infiale neden olan 83 yaşındaki Veysi Muslu Akdeniz’in öldürülmesi ile ilgili olarak tutuklu yargılanan Azat Nurmamedov’un 33 yıl hapse mahkum edilmesine karar verildi.
Ülkede infiale neden olan 83 yaşındaki Veysi Muslu Akdeniz’in öldürülmesi ile ilgili olarak tutuklu yargılanan Azat Nurmamedov’un aleyhindeki karar açıklandı.
Azat Nurmamedov, “Taammüden Adam Öldürme”, “Adam Öldürme”, “Mülke Tecavüz”, “Sirkat” suçlamalarını kabul etmişti.
Azat Nurmamedov 24 Haziran 2020 tarihinde Necati Taşkın Sokak Selba Pearl Apartmanı Numara 1 adresindeki ikametgâhın salon odası içerisinde konu ikametgahta bulduğu toplam uzunluğu 31,5 cm, ağız uzunluğu 19 cm olan bıçak ile 83 yaşındaki Veysi Muslu Akdeniz’in sağ karın boşluğuna bir kez sokup çıkarıp, başını defalarca mermer zemin üzerine vurup, taammüden öldürmüştü.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Şerife Kâtip ve Yargıç Murat Soytaç’dan oluşan mahkeme heyeti aleyhine verilen kararı Aksun açıkladı.
Başkan Fadıl Aksun, “Ceza Yasamız itibari ile taammüden adam öldürme işlenebilecek en ağır suçtur. Bir kişinin yaşam hakkını elinden alma, ona ve yakınlarına verilebilecek en büyük zarardır. Birçok suç tipinde mağdurların zararı giderilebilecek olsa da adam öldürme suçlarında bu imkân yoktur. Bir yaşam son bulmuştur ve bunun telafisi söz konusu değildir” dedi.
Aksun, şöyle devam etti:
“Sanığın maktulü kandırarak evine girdiği daha sonra sanığın maktule önce bıçakla saldırdığı, birinci darbenin ardından bıçağın ağzının eğrilmesi üzerine, amacını gerçekleştirmeden vazgeçmediği ve mutfaktan çelik tencere alarak maktulün kafasına vurup son olarak boğazını sıkarak cinayeti vahşice ve soğukkanlı şekilde işlediğini görürüz; Bu hususun da sanık aleyhine değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varırız.
Sanık avukatı ise sanığın büyüdüğü coğrafya itibari ile bu tarz duyguların etkisi altında kalarak bu suçu işlediğini ifade etmiştir. Sanığın yaşadığı coğrafyada etkisi altında kaldığı kültürel ve toplumsal etkiler ne olursa olsun artık kendi ülkesinde olmayıp bir başka ülke topraklarında yaşadığının farkına vararak davranması gerekirdi. Nitekim, KKTC Anayasası Hukukun üstünlüğünü benimser ve kaba kuvveti meşru kabul etmez. Bu noktada şuna vurgu yapmak isteriz ki, ülkemize birçok noktadan çalışmak ve öğrenim görmek için yabancı uyruklu kişiler gelmektedir; kamu düzenimize aykırılık teşkil ettiği ölçüde bu kişilerin ülkemizde kendi gelenek ve görenekleriyle hareket etmeleri kabul edilebilir değildir. Bir başka değişle misafir ettiğimiz yabancıların ev sahibinin kuralları ile yaşaması gerekir. Böylesi suçların işlenmesinde temel zarar katledilen kişiye verilmekle beraber kamu düzenin de zarara uğradığı açıktır. Güpegündüz ve şehir ortasında cinayet işlenen bir ülkede toplumun endişe duyması kaçınılmazdır. Ülkemizde çalışmak için bulunan Sanığın ülkemiz insanlarının huzurunu kaçırma ve onları güvensizliğe sevk etme hakkı yoktur.
Buna rağmen işlenen bu cinayet neticesinde ülkemiz insanları, yaşadıkları şehirlerde güven içinde olup olmadıklarını sorgular duruma sokulmuş ve bu durum huzursuzluk ile kaygı veren bir ortam yaratmıştır. Dolayısıyla işlenen bu cinayetin toplum üzerinde yarattığı bu travmatik etkinin de ceza takdirine yansıması gerekmektedir” dedi. Aksun, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm faktörlere değinip, oybirliği ile 33 yıl hapis cezası verdiklerini açıkladı.