Views: 0
CTP, sokağa çıkma kararının ardından, ilk eylemini dün Lefke’de gerçekleştirdi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) sokağa çıkma kararının ardından, ilk eylemini dün Lefke’de gerçekleştirdi. CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Milletvekilleri, belediye başkanları ve partililerin katıldığı eylemde, Ersin Tatar’ın Kıbrıs Sorununda ortaya koyduğu “yeni (eski) vizyonu”nu, UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin hukuk tanımaz uygulamaları, Adalı cinayeti başta olmak üzere faili meçhul cinayetlerin üzerine gidilmemesi protesto edilerek hükümetin istifasını istedi. “Vardık, Varız, Var Olacağız”, “Birleşik Federal Kıbrıs”, “Özgürlük ve Barış”, “Gelecek bizimdir, biz planlayacağız”, “Karanlık değil, aydınlık” gibi pankartların da taşındığı ilk eylemin ardın bugün İskele, 28 Haziran Pazartesi Mağusa, 30 Haziran Çarşamba Girne, 1 Temmuz Perşembe Güzelyurt ve 6 Temmuz Salı günü Lefkoşa’da eylemler devam edecek.
SORAKIN: “BU HÜKÜMETI GÖTÜRENE KADAR, GECE GÜNDÜZ DEMEDEN, SOKAKTA OLMAYA DEVAM EDECEĞIZ”
CTP Lefke İlçe Başkanı Vehit Nekipzade ve İlçe Sekreteri Burhan Eraslan’ın konuşmalarının ardından söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, “Talimatla kurulan UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’ni götürene kadar sokakta olacağız” dedi. Sorakın şu noktalara değindi:
“Müdahalelerle geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra yine müdahalelerle kurulan bir azınlık hükümeti var. Hatta Bakanlar Kurulu bile müdahaleyle oluşturuldu. Bu hükümet ne Anayasayı, ne de yasaları tanıyor. Antidemokratik tavırlarıyla Kıbrıslı Türkleri baskı altına almaya çalışıyorlar. Biz Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak oluşturulan bu yapının derhal gitmesini ve en erken bir zamanda seçim yapılmasını istiyoruz ve bunun için mücadele edeceğiz. Müdahalelerle yaratılan vesayet rejimini asla kabul etmeyeceğiz. Kullandığımız para birimi son 1,5 yılda yüzde 50’nin üzerinde değer kaybetti, verilen artış yüzde 12 düzeyinde. Pahalılık aldı başını gidiyor. Akaryakıta, ilaca, ekmeğe, temel tüketim maddelerinin tümüne zam yapıldı. Bu acımasız hükümet çalışanların Hayat Pahalılığı’nı dondurmaya çalışıyor. Bu hükümet, insanlarımızı sefalete sürüklüyor. İtaat eden, biat eden, boyun eğen, ‘Evet efendim’ diyen bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar. Azınlık Hükümeti bunu Türkiye ile imzaladığı protokolün içerisine koydu ve bunu tek tek uygulamaya çalışıyor. Eğer bu durum devam ederse, Kıbrıslı Türkler kültürde de, sosyal yaşamda da, ekonomide de gerileyecekler ve yok olacaklar. Kıbrıs Türk halkı özne olmak, tekrardan sokağa inip mücadele etmek durumundadır. Partimizin, ‘Birlik Mücadele Dayanışma’ sloganı ile Lefke’de başlattığı bu yürüyüş devam edecek. Biz yolumuza devam edeceğiz. Bu hükümeti götürene kadar, sokakta olmaya devam edeceğiz.”
“TATAR BIZI 1950’LERE DÖNDÜRECEK”
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu ülke insanına, ülke insanının iradesine yapılan müdahale ile Ersin Tatar “seçilmiş” atanmıştır. Kıbrıslı Türklerin iradeleri ile oynanarak Ersin Tatar Cumhurbaşkanlığı makamına oturtulmuştur. Tatar önümüze öyle bir siyasi proje koydu ki bizi 1950’lere döndürmeye çabalıyor. Kıbrıslı Türkleri dünyadan soyutlamak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Annan Palanı sürecinde ve referandumda elde ettiğimiz kazanımları, Talat’ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde elde ettiğimiz kazanımları, riske atacak bir projeyle Kıbrıslı Türkleri dünyadan soyutlamaya çalışıyor. CTP bunu kabul etmeyecektir. Bu takoz politikasını reddediyoruz. Kıbrıs’ta federal çözümü gerçekleştirene kadar mücadelemize devam edeceğiz.”
“FAILI MEÇHUL CINAYETLERIN BIR DAHA YAŞANMAMASI IÇIN MÜCADELE EDECEĞIZ”
“Faili meçhul cinayetler farklı dönemlerde işlenmiştir. Bu cinayetlere kurban giden dostlarımızın tümü barış, demokrasi, insan hakları için mücadele ederken katledilmişlerdir. En son Kutlu Adalı bu ülkenin aydınlık yarınlara ulaşması için mücadele ederken katledilmiştir. Öyle bir gündeyiz ki, bütün milletvekillerimizin ortak imzasıyla önerilen ve tüm partilerin oy birliği ile kabul edilen Ad-Hoc komite UBP’nin ayak oyunları yüzünden oluşturulamıyor. Ersan Saner Azınlık Hükümeti’nin baskıcı, antidemokratik anlayışı ile bu komitenin oluşturulmasını dahi engellemeye çalışıyor. Ne olursa olsun, biz bu faili meçhul cinayetlerin aydınlanması için gereken her şeyi yapacağız. 27 Mayıs’taki Parti Meclisi toplantımızda 6 Temmuz tarihini ‘Demokrasi ve Aydınlanma Günü’ olarak ilan ettik. Bu ülkede bir daha faili meçhul cinayetlerin yaşanmaması için, barışın, demokrasinin insan haklarının ve Federal çözümün tesis edilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.”