Views: 0
“Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bireysel ve toplumsal hakları vardır” ifadelerini kullanan TKP-YG Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, “Tatar’ın yanıtları uluslararası hukuka uygun değildir” dedi.
Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bireysel ve toplumsal hakları bulunduğunun altını çizerek, Rum Yönetimi Başkanı Anastasidis’in sanki birinin icazetinde vatandaşlık veriliyormuş gibi konuşma yapmasının kendisini bağladığını, Cumhurbaşkanı Tatar’ın da bu konudaki yanıtlarının uluslararası hukuka uygun olmadığını söyledi.
Mehmet Çakıcı açıklamasının devamında şöyle konuştu:
“Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasidis, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve muhalefet partilerinin de katıldığı Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı ve pasaportu alınmasıyla ilgili polemik konusuna bir açıklık getirmek isterim. Kıbrıs Türklerinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ve anlaşmalarından kaynaklanan hem bireysel hem de toplumsal hakları vardır. Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi’nde toplam milletvekili sayısının 3’te biri, 10 bakanlığın 3’ü, veto hakkı bulunan Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı toplumsal hakları da Kıbrıs Türklerine aittir. 1964’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan şekli nedeniyle Kıbrıs Türklerinin bu hakları Kıbrıs Rumları tarafından gasp edilmiş durumdadır. Bu nedenle Kıbrıs Cumhuriyeti de haliyle meşru değildir. Ancak en son yapılan uluslararası anlaşma, en geçerli anlaşma olduğu için ve ondan sonra da 1960 anlaşmaları sonrasında da yapılan başka bir anlaşma bulunmadığı için Kıbrıs Türklerinin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde hem bireysel hem de toplumsal hakları hala mevcuttur. Dolayısıyla, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasidis’in sanki birinin icazetinde bize vatandaşlık veriyormuş gibi konuşma yapması kendisini bağlar. Zaten doğru bir ifadelendirme değildir. Çünkü biz, zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortağıyız. Belki de bize vatandaşımız demek yerine ortağımız demesi daha doğru olacaktı. Bu polemiği Sn. Anastasiadis provoke etmek amacıyla başlattı. Buna bağlı olarak Sn. Tatar’ın yanıtları da uluslararası hukuka uygun değildir. Belli ki Sn. Tatar ve ailesi de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dünyaca tanınan statüsünden gerek çocuklarını okutabilmek için gerekse seyahat kolaylığından yararlanmak için Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını almış durumdadır ve bunu yapabilme hakkı vardır. Sn. Tatar, istemeseydi almayabilirdi. Şimdi de “Mümkün olsa ben iade ederim” cümlesine usulen, gitsin Güney’deki İçişleri Bakanlığı’na bireysel olarak başvursun ve vatandaşlık iptalini istesin. Bu da Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına uygunsa gerçekleşebilir. Bunu Cumhurbaşkanı olmadan önce değil de daha önce düşünmeliydi.”
Muhalefet partilerinin de konuya bireysel haklar açısından yaklaşmalarını doğru bulmadığını ifade eden Çakıcı, şöyle devam etti:
“Çünkü Kıbrıs Türk halkının bireysel hakları dışında toplumsal hakları da vardır, vatandaş olma, pasaport alma Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ki bireysel haklarıdır. Ancak toplumsal hakları da göz ardı etmemek gerekir. Bu haklar arasında en önemlilerinden bir tanesi de Kıbrıs’ın bütününde Kıbrıs Türklerinin hakkı olmasıdır. Bu nedenle Kıbrıs’ın güneyindeki petrol yataklarından Kıbrıslı Türklerin %40 hakkı bulunmaktadır. Bu hakta Kıbrıs Cumhuriyeti devletindeki Kıbrıs Türklerinin meşru haklarından kaynaklanmaktadır. Bu meşru hakları elde etmek için de uluslararası hukuk bakımından, Kıbrıs Türklerin mevcut bulunan uluslararası hukuka dayalı bir devletin ortağı olduğunu herkese hatırlatmak gerekir. Bunu yeniden tesis etmek içinde federal bir anlaşmanın oluşturularak Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu iki kurucu devletten oluşan federal bir anlaşma yaparak uluslararası hukuktaki konumunu tekrar kazanması gerektiği hedefi asla unutulmamalı ve bu doğrultuda mücadele edilmelidir. Ve bu mücadele verilirken de, Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki bireysel hakları yanında toplumsal haklarının da varlığı savunulmalıdır.”