Views: 0
Maliye Bakanı Dursun Oğuz, bütçenin karşı karşıya olunan acil tehditlerin üstesinden gelmesinin yeterli olmadığını belirterek, aynı zamanda toplum için elzem olan öncelikler konusunda ilerleme kaydetme çabalarını da desteklemesi gerektiğini belirtti.
Maliye Bakanı Dursun Oğuz, Meclis Genel Kurul’da yaptığı 2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı ile ilgili sunuş konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2021 Mali Yılı Bütçesinin ülkeye hayırlı olmasını dileyerek katkı koyanlara teşekkür etti.
Büyük bir belirsizlik ve artan riskin olduğu dönemden geçildiğine dikkat çeken Oğuz, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulduğundan beri çok sayıda zorlukla karşılaştık, ancak hiçbir zaman sınır tanımayan Covid-19 virüsü gibisi olmadı” dedi.
Halk sağlığı ile ekonominin sağlığının birbirine bağlı olduğunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmadıklarını kaydeden Oğuz, “Ekonomimizin dikkatli yönetimi, Türkiye Cumhuriyetinin desteği ve her şeyden önemlisi Kıbrıs Türk halkının çalışması, özveri ve dayanışması sayesinde Hükümetimiz bu zorlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam edecektir.” İfadelerini kullandı.
“Pandemi konusunun parti siyasetinin üstünde, insani bir mesele olduğunu, asla aklımızdan çıkarmadık” diyen Oğuz, sosyal yaşam, ekonomi ve diğer konulardaki politikaların Bulaşıcı Hastalıklar Yasası ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi kararlarına göre şekillenmekte olduğunu kaydetti.
“HAREKETE GEÇME KARARLILIĞI”
Harekete geçme kararlılıklarının alınan önlemlerle kanıtlanmakta olduğunu dile getiren Oğuz şu ifadeleri kullandı:
“Hükümet, 2020 boyunca hızlı ve etkili bir şekilde karantina uygulaması ile Covid-19’un yayılmasını büyük oranda durdurmuş, muhtemel yüzlerce can kaybını önlemiştir. Bu yalnız bizim ülkemizin değil tüm dünyanın yaşamak istediği bir sonuçtur ve biz bunu hep beraber başardık. Bütçenin karşı karşıya olduğumuz acil tehditlerin üstesinden gelmesi yeterli olmayıp, aynı zamanda toplumumuz için elzem olan öncelikler konusunda ilerleme kaydetme çabalarını da desteklemesi gerekmektedir. Bunlar, bu Hükümetin temel görevleri olup, ayrıca yeni bütçede sağlık, eğitim altyapısının geliştirilmesi, yatırım, hem istihdamın sürekliliği hem de işleri pandemiden zarar görenleri destekleyecek şekilde oluşturulmuştur. Pandeminin zararlarından, birlikte daha güçlü, daha dirençli bir şekilde, geleceğe ulaşma çabamız devam edecektir.”
Yarına ulaşmada bir plan olan 2021 Bütçesi’nin, daha iyi bir geleceğe giden bir köprü olacağını kaydeden Oğuz, bu kapsamda bütçenin, Covid-19 virüsünün bu yılda da ülkede devam edeceği varsayımı dikkate alınarak şekillendirildiğini belirtti.
YAŞANAN ZORLUKLAR
Pandemi nedeniyle, Pandemi ve karantinadan dolayı tavan yapan kamu harcamaları, artan İşsizlik, hizmet sektörü kapsamında yer alan turizim ve eğitim kapasitesindeki ani düşüş, üretim kapasitesindeki bozulmalar, tüketimde yaşanan durgunluk gibi zorlukların yaşandığının bilindiğini dile getiren Oğuz, “Ancak, aşı sayesinde, ekonominin eski bulunduğu noktaya, hatta daha ileri bir noktaya, insanların geri işlerine döneceği konusunda inancımız tamdır. Alacağımız tedbirlerlerle, sağlık sektörünün, güçsüzlerin ve serbest meslek sahiplerine desteklenmesi, çalışanlarının istihdam seviyelerini koruyabilmeleri için işletmelere vergi indirimleri, kredi ve hibe desteği, KOBİ’lerin Desteklenmesi sağlanacaktır.” Dedi.
2020’DE DÜNYADA BÜTÇE AÇIĞI
Tüm dünyayı etkisi altına alan Corona vürüsü ile mücadele kapsamında Dünya ülkelerinin, salgının ekonomileri üzerindeki etkilerini sınırlamak için yürüttükleri politikalar sonucu geniş çaplı mali destek paketleri nedeniyle 2020 yılında tüm dünyada bütçe açığı ve borç stoğu artış eğilimine girdiğini dile getiren Oğuz, gelişmekte olan ülkelerin bütçe açığının milli gelire oranının bu dönemde yüzde 10,4 seviyesine, borç stoğunun milli gelire oranının ise yüzde 61,4 düzeyine yükselmesinin beklendiğini kaydetti.
Dünya ekonomisinin 2020 yılında, 2008 küresel krizinden bu yana ilk defa ve o döneme oranla çok daha fazla daralacağının beklendiğini dile getiren Oğuz şöyle devam etti:
“Dünya genelinde yaşanan Pandemik Koronavirüs (Covid-19) Mart 2020 ayından itibaren adamızda da görülmesi sebebiyle, tüm dünyada olduğu gibi kapılarımızın dış ülkelere kapatılması önlemleri çerçevesinde en önemli gelir kaynaklarımızdan turizm gelirleri olumsuz etkilenmiş, Üniversite adası olan ülkemize öğrencilerin gelememesi 2020 yılı ekonomimizde daralmaya ve özel sektörde işsizlik oranının artmasına neden olmuştur. Pandeminin reel sektör üzerindeki etkilerini azaltmak için alınan önlemler ve sağlanan muafiyetler Devlet gelirlerimizin azalmasına neden olmuştur. Bir taraftan gelirler azalırken diğer tarafatan Corona Virüsle mücadele kapsamında reel sektörde ücret desteği olarak ort. 12.000 kişi, kendisi ile birlikte beş kişiye kadar olan küçük esnaf desteği olarak ort. 6.500 kişi ve işveren sosyal güvenlik prim desteği olarak ort. 50.000 kişi olmak üzere Aralık 2020 sonu itibarı ile verilen destekler için 514 milyon TL ile Sağlık ile ilgili ihtiyaçların temini ve karantina otelleri, ulaşım, güvenlik vb. ihtiyaçlar için ise 190 milyon TL kaynak yaratılmıştır. Ayrıca düşük faizli kredi desteği çerçevesinde 3.231 kişiye 1.157.394.000 TL kredi kullandırılmış olup 2021 yılında da Reel Sektörün desteklenmesine devam edilecektir. Bu çerçevede çalışmalar devam etmektedir.”
2121’DE KORONAVİRÜS NEDENİYLE GİDERLERDE ARTIŞ
Pandemik Koronavirüsün 2021 Yılında da devam edeceği, buna bağlı olarak gelirlerde daralma, giderlerde de artış olacağının malum olduğunu söyleyen Oğuz, kamu maliyesinin ana hedefinin mali disiplinin sağlanması olup, sürdürülebilir kamu finansman dengesinin kurulması, gelir artırıcı tedbirler yanında harcama disiplini sağlanarak kamu kaynaklarının verimli kullanılabilmesi ile mümkün olabileceğini kaydetti.
Gelir artırıcı tedbilerin yanında harcama disiplini ile sürdürülebilir kamu finansman dengesinin sağlanmasında ödün vermeden çalışmalar sürdürüleceklerini dile getiren Oğuz, “Küçük bir ekonomiye sahip olmamız nedeniyle uluslararası ekonomideki değişimlerden orantısız olarak etkilenmekteyiz. Gerek 2020 Yılının Mart ayından itibaren devam eden Koronavrüs salgını gerekse yüzde kırklara isabet eden dövizdeki artış, reel sektör çalışanlarını fazlasıyla olumsuz etkilemiştir. Ekonomiyi harekete geçirmek için hedefli ve zamanında mali uyaranların kullanımı tercih edilmiştir. Bu maksatla da hem bir kısım vergilerde indirime gidilmiş hem de kamu maliyesinde gelirlerin artışından feragat edilerek akaryakıt zammı gibi ülkede fiyatların artmasına sebep olacak fiyat düzenlemelerinden kaçınılmıştır. Kamu maliyesini sorumlu bir şekilde yönetirken, sosyal yatırım programlarımız ve toplumumuzdaki en savunmasız kişileri korumak ve herkes için yaşam standartlarında gerçek ve sürdürülebilir artışları teşvik etmek, ekonomimizin büyüme potansiyelini güçlendirmek ve halkımızın yaşam kalitesini arttırmak temel felsefemiz olacaktır.” şeklinde konuştu.
BÜTÇE
Bütçenin; henüz gerçekleştirilmemiş olan, tahmini rakamları gösteren gelecek zaman periyodu için yapılan belirli bir döneme ait yapılacak giderleri ve elde edilecek gelirleri gösteren mali plan ve mali yıl olarak adlandırılan dönem olduğuna dikkat çeken oğuz, “Bu dönem; mali, ekonomik, siyasi ve hukuki sonuçlar yaratır. Bu nedenle bütçenin iyi planlanması ve dikkatli kullanılması önem arzetmektedir. Elbette ki ihtiyaç ve talepler her zaman olduğu gibi yüksektir. Özellikle taleplerdeki yükseklik ülkemizin kaynak ve olanaklarının göz önüne alınmaması yanında daha başarılı olma, daha iyi hizmet yaratma insanlarımıza daha iyi olanak sağlama yönündedir. Ancak bizlerin de görevi ülke kaynaklarının olanaklar nispetinde öncelikli ihtiyaçlar çerçevesinde etkin olarak dağılımını sağlamaktır.” dedi.
Bu hedefle, geçmiş veri ve bilgileri de kullanılarak gelecek tahmin ve programlarına uygun olarak ihtiyaçların karşılanması yönünde etkin dağılımının en iyi şekilde yapıldığı inancı ile hazırlanan 2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın onaya sunulduğunu dile getiren Oğuz sözlerine şöyle devam etti:
“KKTC’nde ilk defa olarak, 2019 Yılında Kooperatif Merkez Bankası ile yapılan bir protokol ile kamu borçlarının Ekim 2019 ayından başlayarak 2020 yılında da geri ödenmesine devam edilmiştir. Bu durumun 2021 yılı ödemelerinde bizi zorlayacağı açık olmakla birlikte taviz verilmeden borçların ödenmesi bütçeden yapılacak ödemelerin önemli bir paydasını oluşturacaktır.
Bu ödemeler ile banka, daha fazla kaynağı reel sektöre kredi olarak kullandırma olanağı bulacağından, özel sektöre daha çok yatırım olanağı sağlayacaktır. Daha iyi bir Ülke için ekonomideki hareketliliğin devamını sağlamak amacıyla, ekonomik büyümeyi teşvik eden politikalara odaklanmış bir şekilde, kamu görevlilerinin, devletten yardım alan yoksul ve muhtaçların, burs alan öğrencilerin, hibe alan çiftçilerin alım gücünü muhafaza ederek, yaşam kalitelerinde düşüşe sebep vermemek için, piyasaya daha çok kaynak aktararak daha yüksek istihdam ve daha düşük işsizliği hedef edindik.
21’inci yüzyılda ülkemizi modernize etmek için yeniden yapılanma projeleri ile bugünün dijital çağında, Hükümetimiz, yeni teknoloji ve süreçlerle daha verimli bir şekilde hizmet verebilmek için otomasyon alanında pek çok proje sürdürmektedir. Ayni şekilde, yüksek bütçe açığı pahasına, ülkemizin büyümesi için ihtiyaç duyulan ve kamusal alandaki cari harcamaları azaltacak yöndeki mahalli kaynaklı yatırım projelerine, gelirler bütçesi ve genel bütçe büyümemizin çok üzerinde artış yapılarak hayat bulmasına önem verilmiştir.”
GELİR AZALMASI VE KÜÇÜLME
Oğuz, diğer ülkelerde olduğu gibi, Ülkede de, 2021 Bütçesi hazırlanırken ve hedefler konulurken; öngörülen enflasyon rakamı olarak adlandırılan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) artışları ve döviz fiyatlarındaki gelişmelerin baz alındığını ve önemli dayanaklar olarak kabul edildiğini kaydetti.
Devlet Planlama Örgütü’nün Pandemi ara dönem 4’üncü çalışma raporu verilerine göre 2019-2020 Yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) esas alındığında, 2020 Mali Yılında GSYİH’nın reel olarak % 11,04 azalacağının beklendiğini dile getiren Oğuz, “döviz cinsinden ele alındığında verilerin tahmin edilen yıllar için gerçekleşmesi durumunda 424,9 milyon ABD dolarlık da küçülme gerçekleşecektir.” dedi.
2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın sürdürülebilir kamu finansman dengesinin kurulması, kamunun etkinliğinin ve özel sektörün rekabet gücünün artırılması, üretime dayalı büyümenin artırılması ve istihdamın önünün açılması, mali disiplinin sağlanarak devam ettirilmesi, yapısal tedbirlerin uygulamaya konulması, ekonominin istikrarlı bir hale getirilmesi, mevcut kaynakların üretken alanlara yönlendirilmesi, gelir artırıcı tedbirler yanında harcama disiplininin sağlanarak kamu kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılması hedefi ile hazırlandığını söyleyen Oğuz, “2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı’nın detaylarına geçmeden Kesin Hesap Yasa Tasarısı görüşülecek olan 2019 yılı bütçesine ilişkin büyüklükler ile 2020 Mali Yılı Bütçesinin gerçekleşme tahminini de çok kısa olarak bilgilerinize getirmek istiyorum.” dedi.
Son on yıla bakılacaksa, 2010-2015 döneminde, 2012 yılında Ercan Havalimanı’nın özelleştirilmesinden elde edilen 236,7 milyon TL sonrası 75,6 milyon TL Bütçe açığı, 2016-2018 döneminde 181 milyon TL bütçe fazlası ve 2019-2020 yılları için ise 498,2 milyon TL bütçe açığı söz konusu olduğunu dile getiren Oğuz şöyle konuştu:
“2020 mali yılı yıl sonu tahminimize göre 212,3 milyon TL Bütçe açığı öngörülmektedir. On bir yıllık dönemin ardından 392,8 milyon birikmiş bir açık söz konusu olup 2020 yılı bütçe açığı da göz önüne alındığında öngörülen ödeneklerin üzerine çıkılması bir yana 2021 yılı bütçesinde öngörülen giderlerin yapılabilmesi için, taviz verilmeksizin bütçe açığını azaltacak yönde çalışma yapılması hususunda tümümüze önemli görevler düşmektedir. Yerel Bütçe: 2020 Mali Yılı Bütçesinde 6.836,0 milyon TL olarak öngörülen yerel gelirler %3,16 azalışla 6.619,9 milyon TL’ye, 7.764 milyon TL olarak öngörülen yerel giderler %5,50 azalışla 7.361,3 milyon TL’ye ve 928 milyon TL olarak öngörülen yerel bütçe açığının ise yıl sonu itibarıyla %20,1 oranında bir azalışla 741,4 milyon TL olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Genel Bütçe: 2020 yılında 8.236,0 milyon TL olarak öngörülen bütçe gelirlerinin %3,64 azalışla 7.936,1 milyon TL’ye, 8.824,0 milyon TL olarak öngörülen bütçe giderlerinin ise %7,66 azalışla 8.148,4 milyon TL olarak gerçekleşeceği, böylece 588,0 milyon TL olarak öngörülen bütçe açığının ise %63,9 azalış ile 212,3 milyon TL olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Kıbrıs sorunundan kaynaklanan, ülkemize özgü sorunlarımız, yıllar itibarıyla oluşmuş yapısal sorunlarımız; kamu maliyesinin, kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel idarelerin ve birçok sektörün sürdürülebilirliği hususunda sıkıntı yaratmaktadır. Tüm bu sorunlara bir de halk sağlığı ve ekonominin genelini de tehdit eden Covid-19 pandemisi de eklendiğinde ekonomik programlar uygulamak zorunluluğu ve ihtiyacı bir o kadar daha artmaktadır. Bundan korkmamamız, sorunlarla yüzleşmemiz ve sürdürülebilirliği sağlamak açısından plan ve programlara bağlı kalarak mali disiplinden taviz vermeyecek çözümler üretmemiz gerekmektedir. Bu çözümler kesinlikle insanlarımızın gelir seviyesini düşürme politikaları olmayıp, gelecek nesillerin çıkarlarını da öngörerek çok daha iyiye ulaşmak olmalıdır.”
BORÇ YÜKÜ
Oğuz, ülkenin kanayan yarası olan ve önceleri telafuz bile edilmeyen ancak önceki Maliye Bakanları tarafından da özellikle hassasiyet gösterilen ve dile getirilen aşırı borç yükünün Haziran 2020 itibarıyle 9.467,8 milyar Türk Lirası İç Borç, 26.530,0 Milyar Türk Lirası Dış Borç olmak üzere 35,997,8 milyar Türk Lirasına yükseldiğini kaydetti.
Bu rakamın, GSYİH’nın % 142’sine tekabül etmekle birlikte yine DPÖ tarafından yapılan tahminin revize edilmesi ile %189’una karşılık gelmekte olduğunu dile getiren Oğuz şöyle devam etti:
“Bu durum kamu maliyesini ve ekonomimizi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu nedenle kamu borç yükünün kontrol altında tutulması ve azaltılması birinci önceliğimiz olmak zorundadır.
Bu çerçevede de; Hükümet Programında da yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması, hesap verebilirlik ve mali saydamlığın sağlanması yaklaşımı ile Yerel Gelirler %0,64, Yerel Giderler ise %12,67 artış öngörüsü çerçevesinde 2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı hazırlanmıştır.
Bakanlar Kurulu’nca 10 milyar 140 milyon Türk Lirası Gider, 9 milyar 380 milyon Türk Lirası Gelir ve 760 Milyon Türk Lirası Bütçe açığı olarak onaylanan 2021 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı, Cumhuriyet Meclisi, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinde 70 milyon TL artırılarak 10 milyar 210 milyon Türk Lirası Gider, 9 milyar 380 milyon Türk Lirası Gelir, 830 Milyon Türk Lirası Bütçe açığı olarak onaylanmıştır.
Bütçe giderleri içerisinde Personel Giderleri ile Cari Transferler, esnek olmayan büyük bir paya sahip olduğunu da söyleyen Oğuz, “devamlı surette artan ve adeta ikinci bir iş olarak karşımızda duran ve 2020 yıl sonu harcama tahminine göre 190 milyona ulaşması beklenen Ek Mesai ödemelerinin Kamu Maliyesi yönünden sürdürülebilirliği olmayıp; verimlilik, adalet, istihdam açısından sorgulanmak zorunda olup hükümetimizin ivedi tedbir alması zorunluluk arz eden bir sorundur. Buna rağmen özellikle TC Kaynaklı Yatırım Projelerine sağlanan bütçe ödeneklerinin gerçekleşmeleri düşük kalmaktadır. Ancak, Mahalli Kaynaklı Yatırım Projelerinde sağlıklı bir planlama yapılmadığından yıl içerisinde ortaya çıkan yatırım mükellefiyeti, Yedek Ödenekler üzerindeki yükü artırmakta ve gerçekleşmeyi de öngörülen ödeneğin üzerine çıkarmaktadır. bütçe açıkları ile ilgili olarak yukarıda da açıklandığı üzere 2021 mali yılı bütçesi üzerinde olağanüstü ödenek ihtiyaçları hariç olmak üzere, öngörüsüz ve plansızlıktan kaynaklanan ödenek ihtiyaçlarına bütçe disiplininden taviz verilmeyip karşılık verilmeyeceğini buradan bildirmek istiyorum.”
ÖDENEKTA YÜKSELME
Oğuz şöyle devam etti:
“Özellikle vurgulamak isterim ki her geçen yıl kamu maliyesine Türkiye Cumhuriyeti’nden yapılan katkılar azalırken mahalli yatırımlara özel önem vererek, 220 milyon TL tutarındaki 2020 ödeneği, bu yıl 342,6 milyon TL’sına yükseltilmiştir.
2021 Yılı Bütçe çalışmalarında Belediyelere Katkı Payı % 9,25 olarak öngörülmüştür. Bu durumda katkı payı % 0,52’lik bir artışla 521,7 milyon Türk Lirası olarak yer almaktadır. 364 Belediye emeklisi için ise 32,8 milyon TL ödenek ayrılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti yardımları içerisinde en büyük payı alan Belediye ve Köylerin Altyapı Yatırımlarına Katkı Projeleri bunların dışındadır.
Sağlanan bu olanaklar ışığında tüm belediyelerimizin kendi kendine yeten, ayakları üzerinde durabilen ve sorumluluk alanlarında en üstün hizmeti verebilen icraat sağlamaları ülkemizin geleceğine katkı sağlamak açısından bir zorunluluk olmalıdır.”
Gelir politikalarının temel hedeflerini de anlatan Oğuz şöyle dedi:
“Teknolojiden faydalanarak kayıt dışılığın en aza indirilmesi, Kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması Daha etkin, basit, ve adil bir vergi sisteminin oluşturulması, Yatırım, katma değerli üretim, istihdam ve ihracatın desteklenerek ülkemizin rekabetçi yapısının güçlendirilmesi, Yıllardır destek verilen sektörlerin aldıkları desteklerin analiz edilerek ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayacak sektörlere de destek verilmesinin sağlanmasıdır, şüphesiz ki, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi toplanacak vergilerle mümkündür. Devletin yaptığı harcamaların temel kaynağı vergilerdir ve vergi önemli bir maliye politikası aracıdır. Hükümetimiz döneminde kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye ve Kamu alacaklarının toplanmasına büyük önem verdik. Bu kapsamda mevzuatın iyileştirilmesinin yanısıra vergi denetim kapasitesinin güçlendirilmesi ve yükümlülerin vergiye gönüllü uyumunun artırılması da önceliklerimiz arasında yer almıştır. Hükümetimizin amacı mevcut vergi sistemini daha çağdaş daha bilimsel ve daha adil bir yapıya kavuşturmak, yatırımları ve istihdamı destekleyerek sürdürülebilir, ekonomik büyümeye katkı sağlayan uygulanabilir bir vergi sistemini oluşturmaktır. İyi bir vergi sisteminin en önemli özelliği kuvvetli, etkin bir vergi idaresine sahip olmasıdır.”
Gelir ve Vergi Dairesi’nin yeniden yapılandırılmasını ve güçlendirilmesini sağlamak amacıyla çalışmaların devam ettiğini, Teknolojik yeniliklerle yükümlülerini daha iyi tanıyan ve hizmet sunan ve aynı zamanda ödevlerini yerine getirmeyen yükümlüyü de daha yakından izleyen ve yaptırım uygulayan bir vergi politikasının hedefleri arasında yer almakta olduğunu dile getiren Oğuz sözlerini şöyle tamamladı:
“Hükümetimizin temel politikaları arasında yer alan ekonomiyi kayıt altına almak için kayıt dışı ekonomi ile en etkin şekilde mücadele edeceğiz. En basit şekli ile kayıtdışılığı kurallara uyulmaması ve bundan ekonomik yarar sağlanması olarak tanımlarsak buradan da anlaşılabileceği gibi kayıtdışılık haksız rekabet ile gelir dağılımını bozan ve nihayetinde toplumsal refahı sekteye uğratan bir olgudur. Kayıtdışılıkla mücadelede iki temel unsure özellikle önem veriyoruz. Bunlardan birincisi vergi denetimindeki etkinlik ikincisi ise mükelleflerin vergi bilincini geliştirmektir. Etkin ve güçlü vergi denetimi için personelin eğitimine hızla devam etmeyi, teknolojik alt yapıyı süratle geliştirmeyi ve vergi denetimlerini daha daartırmayı planlamaktayız. Kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması ve kayıt dışılığın en aza indirilmesi amacıyla e-Maliye Projesinin Yürütülmesine ilişkin yapılan sözleşme çerçevesinde Gelir ve Vergi Dairesi yönetimi verginin doğuşundan tahsil edilinceye kadar yapacağı takip sistemi ile vergi gelirlerinin artırılmasında önemli katkılar sağlayacaktır.
Bakanlığımıza bağlı Gümrük ve Rüsumat Dairesinin otomasyona geçirilmesi ve vergi otomasyonu ile birleştirilmesi sonucunda ülkede mevcut kayıt dışılığın önemli ölçüde önüne geçilecektir. Gümrük Bilgi Sistemi Projesini 2021 Yılı içerisinde hayata geçirilmesi sağlanacaktır.
Kamu yararını göz önünde bulundurarak Vergi kayıplarına uğramadığımız ve ödeme gücüne göre herkes için adil olacak bir vergilendirme düzeni için sorumluluklarımızın farkında olarak her türlü iyileştirme için elimizdeki imkânlar dâhilinde uygun koşullar yaratmaya devam edeceğiz.
Vergi adaletini daha da pekiştirmek maksadıyla zamanında ve usulüne uygun vergi yükümlülüğünü yerine getiren vatandaşlarımıza ilişkin ödül uygulamasına devam etmekteyiz.
Şöyle ki; yasal vergilendirme süreleri içerisinde beyannamelerini sunanlar ve tahakkuk eden vergileri düzenli olarak yasal sürelerinde ödeyenler ödemekle yükümlü oldukları vergi miktarlarına yüzde beş oranında indirim verilmektedir.
Vergi kayıplarını engellemek adına yürürlüğe giren ödül uygulamalarımıza karşı vergi adaletini daha da pekiştirmek maksadıyla zamanında ve usulüne uygun vergi yükümlülüğünü yerine getirmeyen yükümlülerimize de usulsüzlük cezaları uygulaması devam etmektedir.
Gelir ve Vergi Dairesinde tahsilatların tahsilinde aldığımız kararlar ve kayıt dışılığın kayıt altına alınmasının sonucu olarak vergi gelirlerinde önemli ölçüde artışlar sağlanmıştır.
Bakanlığımız sadece kamu alacaklarının tahsili yönünde adım atmamış yukarıda da değinildiği üzere Koperatif Merkez Bankası ile imzaladığımız protokol ile ilk kez devlet iç borç ödemelerine başlamıştır.
Dünya genelinde yaşanan Pandemik Koronavirüs dolayısıyla ülkemizde ve ülke ekonomisinde yaşanılan ve 2020 yılı içerisinde ekonominin daralmasına Bütçede öngörülen gelirlere ulaşılamamasına yol açan pandeminin etkilerinin ortadan kaldırılması için kaynak yaratılarak reel sektörün desteklenmesine devam edilecektir.
Aşağıda vergi gelirlerinde 2019 yılında sağlanan artışın 2020 yılında pandeminin etkisiyle ters döndüğü ve toplam vergi gelirleri gerçekleşmesinde yüzde 3 gerileme olduğu açıkça görülmektedir. Gelir Vergisinde 2020 yılındaki artış büyük ölçüde yıl içerisinde hayata geçirilen ve finans şirketleri ile GSM şirketerinden alınan peşin vergiden kaynaklanmaktadır
Sözlerimin sonuna gelirken, sorunların çözümüne ve geleceğe yönelik somut ve uygulanabilir önerilerin tartışılacağı, ilgili tüm bakanlık ve kurumlara yol gösterici olacağınız verimli bir komite aşaması diler, bütçe görüşmeleri sürecinde yapacağınız çalışmalar ile katkılarınız için Hükümetim ve şahsım adına sizlere teşekkür ederim.”