Dönemin tanıkları KKTC’nin kuruluş sürecini anlattı

25
Mehmet Bayram
reklam alani

Views: 0

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eski Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Mehmet Bayram, “KKTC’nin ilan edilmesi, atılması gereken bir adımdı” dedi.

KKTC ilan edildiği 15 Kasım 1983’te Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı görevinde bulunan, sonrasında Maliye Bakanlığı da yapan Bayram ile o dönemde yargıçlık görevini yürüten ve daha önce İskan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı görevinde de bulunan Recep Gürler, KKTC’nin ilanı sürecini ve o dönemi AA muhabirine anlattı.

Eski Bakan Bayram, KKTC’nin ilan edildiği dönemde Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın katıldığı görüşmeler sırasında lider, sonrasında ise normal vatandaş gibi muamele gördüğünü ve görüşmelerde eşitlik prensibinin olmadığını kaydetti.

Bayram, “Yani biz federe devlet, güneyde ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başkanı görüşüyordu. Bu eşitsizliği ortadan kaldırmak lazımdı. Dolayısıyla devletin kuruluşun sebebi bundan başladı. (KKTC’nin ilanı) Devletin Kıbrıs’ta yeni bir adım olması ve Kıbrıs meselesinin çözümünde karşı tarafa verilecek bir mesaj olarak ortaya kondu. Cumhuriyet ilan edildikten sonra, tanınsa da tanınmasa da Denktaş Bey cumhurbaşkanı oldu. KKTC’nin ilanı yerinde bir hareketti.” dedi.

Denktaş’ın o dönemde sürekli KKTC’nin ilanını dillendirdiğini kaydeden Bayram, KKTC’nin kurulabilmesi için Türkiye’nin onayının da şart olduğunu söyledi.

Bayram, “Bir pazartesi akşamı Cumhurbaşkanı Denktaş, bütün siyasi partileri ve milletvekillerini yemeğe çağırdı. Cumhurbaşkanı, ‘Bu akşam KKTC’yi ilan edeceğiz ancak bir onay bekliyoruz.’ dedi. Denktaş, onay geldikten sonra, ‘Onay alınmıştır, dolayısıyla yarın mecliste Cumhuriyeti ilan edeceğiz.’ dedi. Bunu ben daha önce sezmiştim.” diye konuştu.

KKTC’nin ilanının hemen öncesinde Denktaş’ın kendisine “bütün haberleşmeyi ve ulaşımı keseceksin” talimatı verdiğini belirten Bayram, bunu kimseye söylemeden yaptığını ifade etti.

Bayram, “Mecliste 41 kişi cumhuriyetin ilanı için el kaldırdı ve oy birliğiyle ilan edildi. KKTC’nin ilan edilmesi atılması gereken bir adımdı. Güney’deki muhataplarımız kesinlikle Türk tarafını aynı devletin bir parçası olarak kabul etmek istemiyor. Şimdi yeni bir politika değişikliği oldu. Buna göre, artık federasyonun görüşülmeyeceğini ve ayrı devletin görüşüleceği yönünde karar alındı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar böyle seçildi. Ben de bu politikayı destekliyorum.” diye konuştu.

Kıbrıs’ta hiçbir zaman federasyona inanmadıklarına işaret eden Bayram, Rum tarafının esasen üniter bir devleti savunduğunu ancak bunun ismine görüşmelerde federasyon dediklerini kaydetti.

Bayram, “Bizim anladığımız federasyon ile Rumlarınki farklı. Bizim anladığımız, daha ileri anlamda konfederasyondur, iki devletliliktir. Rumların, ilk şartlarından birisi de Garanti ve İttifak Anlaşmalarının ortadan kaldırılmasıdır, bu da Kıbrıs Türkü’nün sonudur.” dedi.

“TÜRK MİLLETİYLE BİRLİKTE HER ENGELİ AŞARAK BU GÜNLERE GELEBİLDİK”

KKTC’nin ilanı sırasında yargıç olan eski bakan Gürler de kendi jenerasyonlarının KKTC’nin kuruluşundaki olayları bire bir yaşadıklarını kaydetti.

Gürler, “KKTC’nin bugüne gelişinde birçok engelleri birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde aştık. Her zaman minnettar olduğumuz, her derdimize deva olan, ana vatanımız ve Türk milletiyle birlikte her engeli aşarak bugünlere gelebildik. Bu devleti yaşatma mücadelesi halen devam etmektedir, etmelidir. Bu devlet, Mehmetçiğin, mücahidin, Kıbrıs Türkü’nün ve Türk milletinin eseridir. Bu eser, gelecek nesiller için mutlaka korunmalıdır, yaşatılmalıdır.” dedi.

Rumlarla federasyon görüşme fikrinin Türkiye yetkililerinin de müşterek kararıyla uygun görüldüğünü hatırlatan Gürler, bu süreçte Rum tarafının esas niyetleri olan Enosis’i (Ada’yı Yunanistan’a bağlama) hiçbir zaman unutmadıkları için bugünlere gelindiğini ve çözüm olmadığını belirtti.

Gürler, “Bu süreç içerisinde mecburen, bugün gururla savunduğumuz devletimizi ilan etmek durumunda kaldık. Türkiye’nin gelmiş geçmiş bütün siyasi kadroları bu davayı milli bir dava olarak benimsedikleri ve halen bu davanın Kıbrıs Türkü ve Türkiye için ne kadar önemli olduğu bilincini taşıdıkları için bugün devletimizin 37. yıl dönümünü kutlamak bize nasip oluyor.” diye konuştu.

“O GECE BÜYÜK BİR HEYECANLA SABAHI BEKLEDİM”

KKTC’nin ilanının bir gün öncesinde cumhuriyetin kurulacağını duyduğunu belirten Gürler, “O gece büyük bir heyecanla sabahı bekledim. Güzelyurt Mahkemesi’nde yargıç olarak görevliydim ve sabah erkenden meclis binasına geldim. Meclis oturumu yapıldı ve bittiğinde Rauf Bey ve milletvekilleri dışarı çıktı. Orada rahmetli Rauf Bey ‘Tarih ve dünya önünde KKTC’yi ilan ediyorum.’ dedi.” ifadelerini kullandı.

Gürler, “KKTC’nin kurulması gerekliydi, şarttı ve bu mücadelenin sonucu bu olmalıydı. Eğer bu olmasaydı Türklüğümüz yok olacaktı, Kıbrıs Türk halkı eriyecekti. Bugün Misak-ı Milli hudutları dışında bir devlet kurulmamış olacaktı.” diye konuştu.

KKTC’de yeni seçilen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye’nin de desteğiyle, yeni bir dönem başladığını kaydeden Gürler, bu dönemde Kıbrıs Türkü’nün yeni fikirler ve haklı iddialarla görüşme masasında olmaya devam edeceğini ifade etti.

Paylaş