Views: 0
Mağusa’da 2019 yılının Haziran ayı içerisinde ailevi sorunları ile ilgili tartıştığı eşini ciddi şekilde darp ederek eşinin burnunu kıran İran uyruklu sanık Mohammad Reza Ranjbaran Hesarmaskan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
Mağusa’da 2019 yılının Haziran ayı içerisinde ailevi sorunları ile ilgili tartıştığı eşini ciddi şekilde darp ederek eşinin burnunu kıran İran uyruklu sanık Mohammad Reza Ranjbaran Hesarmaskan’ın Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargı süreci tamamlandı.
“Vahim zarar” ve “Ciddi darp” davalarından suçlu bulunan sanık Hesarmaskan, Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin oy birliği ile aldığı kararla 4 ay hapis cezasına mahkum edildi.
“BU TÜR SUÇLARA CAYDIRICI VE İBRET VERİCİ CEZALAR VERİLMELİ”
Sanık hakkındaki davaların kararını Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Ayşen Toroslu okudu. Sanık Mohammad Reza Ranjbaran Hesarmaskan’ı aleyhine getirilen davalardan suçlu bulduklarını açıklayan Toroslu, sanığın işlediği vahim zarar suçunun 7 yıla kadar hapislik cezası öngörülen ciddi ve vahim bir suç olduğunu kaydetti.
Toroslu, bununla birlikte kişilerin vücut bütünlüğüne karşı işlenen bu tür suçların her zaman vahim suç kategorisinde değerlendirildiğini belirten Toroslu, hayat ve vücut bütünlüğünün anayasal güvence altına alındığını kaydederek, kişilerin anayasa ile güvence altına alınan hayat ve vücut bütünlüğüne karşı işlenen bu gibi suçları işleyen sanıklara caydırıcı ve ibret verici cezaların verilmesinin kamu yararı gereği olduğunu vurguladı.
Toroslu ayrıca, kişilerin vücut bütünlüğüne karşı işlenen bu tür suçların kişinin huzur ve güvenliğini bozması yanında toplumun huzur ve refahını da ciddi şekilde bozduğunu ve kişilerin güven duygusu içinde yaşamasını engellediğini ifade etti
“KADININ KENDİSİNİ EN ÇOK GÜVENDE HİSSETMESİ GEREKEN AİLE BİRLİĞİNDE EN YAKINI OLAN EŞİ TARAFINDAN ŞİDDETE MARUZ BIRAKILMASI KABUL EDİLEMEZ”
Toroslu, sanığın işlediği suçun olgularına bakıldığında kadına yönelik şiddet kapsamında değerlendirilmesi gereken bir mesele olduğu ifade etti. Müştekinin sanığın eşi olduğu ve kadına yönelik şiddetten öte aile içi şiddetin de bu meselede var olduğunun görüldüğünü vurgulayan Toroslu, kadının kendisini en çok güvende hissetmesi gereken aile birliğinde en yakını olan eşi tarafından şiddete maruz bırakılmasının kabul edilemez bir davranış şekli olduğunu vurguladı. Bu tür davranış şeklinin özelde aile içinde genelde ise toplumda ciddi travmalara yol açtığını belirten Toroslu, ülkemizde son dönemlerde kadına şiddet meselelerinin hatırı sayılır şekilde arttığına dikkatleri çekerek, bunun sonucu olarak kadına şiddet ile ilgili polis teşkilatında ayrı bir birim oluşturulduğunu ancak buna rağmen kadına şiddet olaylarının hız kesmeden artmaya devam ettiğinin açıkça görüldüğünü vurguladı.