Doğu Akdeniz’de bizim de kıta sahanlığımız var, gemileri gönderince şimdi paniklediler.

35
reklam alani

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere değinen Çavuşoğlu, “Akdeniz’deki tüm ülkelere mesajımız şudur, ‘Türkiye’yi dışlayan, Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir anlaşma geçerli değildir.’ Akdeniz’de biz de varız, bizim de kıta sahanlığımız var. Kıta sahanlığımızın sınırları bellidir. Bunu da BM’ye kaydettik. İkincisi biz, kendi kıta sahanlığımız içerisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ruhsat verdiği alanlarda sismik araştırma ve sondaj yapıyoruz . Eskiden sadece sismik araştırma yapardık çünkü bizim sondaj gemimiz yoktu. Şimdi FATİH1 gemimiz hemen Kıbrıs’ın batısında sondaja başladı.” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Çavuşoğlu, bölgeye ikinci sondaj gemisinin de geleceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“İkinci gemimiz Karadeniz’e gidecekti, o bölgeye kaydırdık. Bunun sebebi, yıllardır tüm uyarılarımıza rağmen Rum kesiminin tek taraflı bir şekilde Kıbrıs etrafında arama, sismik arama ve şimdi de sondaj çalışmalarına başlamasıdır. Neden tek taraflı diyoruz, çünkü burada KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının da hakkı var. Bunu da Rum kesimi ve AB kabul ediyor. Biz onlara ‘Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına aldıktan sonra bu tür adımları atın’ dedik. ‘Efendim yaparsak tanımış oluruz.’ diyorlar. Hayır, bugün Tayvan’ı herkes tanımıyor ama herkes Tayvan ile ticarette yapıyor, anlaşma da. Özel şirket üzerinden olsun, AB üzerinden olsun, her türlü esnekliği gösterdik. ‘Efendim şimdi değil de satarken garanti altına alacağız.’ diyorlar. Şimdi yapamıyorsan satarken de yapamazsın. Yapmazsın ve garanti altına almazsın. Biz güvenmiyoruz.”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile yapılan müzakerelerde, Rumların mutabakata varılan konularda bile geri adım attığını belirten Çavuşoğlu, söz konusu tarafın, müzakerelerde verdikleri sözlerin hiçbirini tutmadığını dile getirdi.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“O yüzden biz de kendi adımımızı kendimiz atıyoruz. Burada Türkiye Cumhuriyeti, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini korumak için bölgeye sondaj gemilerimizi gönderdik. Eskiden Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma yapıyordu. Onlar da ‘Türkler yine böyle yapacak bir şey olmaz.’ dediler ama gemileri gönderince şimdi paniklediler. Önce bazı tepkiler oldu. Bu tepkilere biz de cevabımızı verdik. Onun dışında herkesi bilgilendirdik. Mesela İngiltere’yi bilgilendirdikten sonra bu bölgeleri tartışmalı bölge olarak açıkladık. Amerika’nın açıklamasına baktığımız zaman AB’nin açıklamalarına göre dengeli bir açıklama olduğunu görüyoruz. Biz, tüm Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Daimi üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarına ve de AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarına ve (AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi) Federica Mogherini’ye mektup gönderdik. Hukuki gerekçeleriyle beraber oradaki Türkiye, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını açıklayan bir mektup gönderdik. Ayrıca Bakanlıktaki arkadaşlarımızla Ankara’daki tüm büyükelçileri davet ederek aynı kapsamda bilgilendirmelerde bulunduk ve çok etkilendiler.”

Paylaş