Güncel Çeşitleme

55
reklam alani

KKTC DIŞ ÜLKELER KAPSAMINA ALININCA: Türkiye’deki bazı hükümet mercileri KKTC’yi “yurt dışı ülkeler” kapsamına almakta… “Anavatan – Yavruvatan” ve “etle tırnak” modunda olanlarımızın bunu tepkiyle karşılamalarını çok iyi anlarım da, “Kuzey Kıbrıs Türkiye’nin vilayeti olamaz!” diye dövünen Birleşik Kıbrısçı ve federasyoncu grupların buna tepki koymalarına hiç anlam veremiyorum doğrusu… Tam da istedikleri gibi işte… Türkiye KKTC’yi vilayeti olarak görmedi ve bazı yeni önlemlerini alırken burayı yurt dışı ülke saydı!.. Daha istedikleri nedir ki “aha Anavatan da size ambargo koydu” diye gırgırlık yaparlar?..    Alınan o önlemlerin ilk elde KKTC turizmine indirdiği darbe, Türkiye’nin nezdinde yurt dışı ülke olmanın bedellerinden biridir ama… Hadi gel de bunu göz ardı et bakalım…    Yani bu önlemlere gidilirken KKTC’de resmen geçerli olan para biriminin TL olduğundan hiç değilse TC Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun bilgisi yok mu?.. Bilgisi varsa eğer “döviz harcamalarına denetim” adına dış turizmdeki kredi kartı taksit kısıtlaması kapsamına diğer dış ülkelerle birlikte neden KKTC’yi de aldı?.. Tam da erken rezervasyonların yapıldığı dönemde alınan bu karar KKTC turizmine indirilen darbedir. Kredi kartlı ödemelerde çoklu taksitten 3’lü takside düşürülen bir turizm pazarlama yönteminde KKTC turizminin yerleri tırmalayacağı kesindir…    Bilinen gerçek ki, turizm sektörümüz en kalabalık müşteri topluluğunu her yıl Türkiye’den çeker… Türkiyeli turist yıllık iznini planlamak için tur operatörlerine gittiğinde elbette ki üçlü taksit yerine 10’nlu taksiti yeğleyecektir…    Yahu, biz durumlarımızı Anavatan Türkiye’nin kurumlarına bile anlatamazsak, dış tanıtımımız fiyaskodur resmen… Değil Türkiye’den gelen turist, Güney Kıbrıs’tan gelen Rum turist bile KKTC’deki harcamasını TL ile yapar… Bunu bilmeyen mi var?..                                                                ***    SIRA İTALYAN ASKERLERİNDE: Anastasiadis Rejimi İtalyan askerlerinin de Güney Kıbrıs’a konuşlanmaları için çaba harcıyor…Rum Savunma Bakanı bu amaçla acele Roma’ya gitti..Yunan, BM, İngiliz, ABD, Fransız, İsrail askerlerinden sonra şimdi de İtalyan askerleri ha!…Gün gele bu etnik askeri gruplar, antik çağların o krallıkları gibi Kıbrıs’ta kendi aralarında savaşa tutuşurlarsa hiç de şaşmamalı… Konjonktür değişimlerinin geleceğe neler hazırladığı belli mi?..                                                                ***    NOSTALJİ: Biz ve bizden önceki nesiller, ki bir adları da “eti senin, kemiği benim nesilleri” dir onların; ne dayaklar yedik öğretmenlerimizden… Öğretmenin vurduğu yerden gül biteceğine inanılırdı… Ve dahi, dayağın cennetten çıkma olduğu söylenirdi… Dayak atma şekilleri ve objeleri dikkate alınarak lâkaplandırılan öğretmenlerimiz de vardı… Üstelik öğretmeninden dayak yiyenler, bir de evde dayaktan geçirilirlerdi, haylazlıklarından ve aileyi alenen rezil ettiklerinden dolayı…    Günümüzde ise öğretmen öğrencisine fiske vursa gazetelere manşet olur, oralardan toplum önünde dövülür… Bunları şimdi geçmişi ve bugünü karşılaştırarak nostalji olsun diye yazdım işte…Bir “dünden bugüne” öyküsü yani…Yoksa kesinlikle dayağın ve şiddetin karşısındayım ha!…                                                                ***    EĞER SAMİMİ İSE: ENOSİS kararları altındaki imzaları hâlâ duran, Annan Planı retçisi AKEL’in Genel Sekreteri Andros Kiprianu Türkiye’ye seslenerek “Bu Kıbrıs işini artık bitirelim” dedi. Türkiye de, KKTC de bu işi hakkaniyetle bitirmeye her zaman amade ve hazır… Bu kararlılığın örneğini daha kaç kez vermeliler?.. Siyasal çözüme asıl hazır olmayan ve bu işi bitirmesi gerekenler ise kendileridir… Andros Kiprianu aynaya bir baksın hele… Ve eğer samimi ise dönüp o çağrıyı kendi tarafına ve Yunanistan’a yapsın…

Paylaş