Kıyafetler çöpte bulundu

64
reklam alani

Alayköy’de öldürülen Zehra Sorver’e, cinayet sırasında içirilen tuz ruhunun kıyafetlerine döküldüğü ve Sorver’in öldürüldükten sonra üzerinin değiştirildiği tespit edildi. Kadının kıyafetlerinin değiştirildiği gibi katillerin de kıyafetlerini değiştirip aynı çöpe attıkları ortaya çıktı

Alayköy’de hunharca cinayete kurban giden Zehra Sorver’in ölümü ile ilgili tutuklanan eşi Levent Sorver ve 17 yaşındaki oğlu M.C.S. aleyhindeki soruşturma devam ediyor. Zanlı Levent Sorver ve M.C.S.,  dün ek tutukluluk talebiyle yeniden Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Cinayet duruşmasında zanlıların avukatları Emre Kadri ve Ali Hidayet hazır bulundu.

Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube’de görevli Müfettiş Mehmet Sözmener mahkemede verdiği ifadede, zanlı Levent Sorver ve 17 yaşındaki M.C.S.’nin  Alayköy’de işlenen cinayetle ilgili tutuklandığını anlattı. Müfettiş Mehmet Sözmener, Zehra Sorver’in Alayköy’de Namık Kemal Sokak No: 2 adresinde saat 12.00 ile 16.00 saatleri arasında boğazı sıkılıp, başı yere vurulduktan sonra öldürülme esnasında veya sonrasında tuz ruhu içirildiğini tespit edildiğini anımsattı. Cinayetin işlendiği gün Zehra Sorver’e verilen tuzruhu sıvı maddenin kıyafetlerine döküldüğünü tespit ettiklerini belirten Sözmener, Zehra Sorver’in öldürüldükten sonra üzerinin değiştirildiğini tespit ettiklerini söyledi. Soruşturmayı yürüten Müfettiş Mehmet Sözmener, cinayete kurban giden Zehra Sorver’in kıyafetlerinin çöp konteynırında bulunduğunu, çöpte ise zanlıları suça bağlayıcı deliller bulduklarını ifade etti. Sözmener, kadının kıyafetlerinin değiştirildiği gibi katillerinde kıyafetlerini değiştirip aynı çöpe attıklarını kaydetti. Çöp konteynırında Zehra Sorver’in kıyafetleri ile birlikte zanlılar ait 47 numara bir çift çizme, 1 adet pantolon bulduklarını kaydeden Sözmener, kıyafetlerin ise zanlılar ait olduklarını tespit ettiklerini söyledi. Müfettiş Mehmet Sözmener, dün ek tutukluluk duruşmasında zanlılardan alınan DNA örneklerinin de Türkiye’ye gönderildiğini, incelenmesi gereken kamera görüntülerinin olduğunu söyledi. Alınan 3 günlük tutukluluk süresinde 15 kişinin ifadesine başvurduklarını, bazı tanıkların ise korktuğunu ifade eden Sözmener, ifade almak için zorlandıklarına dikkati çekti. Sözmener, soruşturmanın selameti için zanlıların 4’er gün daha poliste tutuklu kalmalarını talep etti.

Zanlı Levent Sorver ve M.C.S.’nin savunma avukatlarından biri olan avukat Ali Hidayet, tutukluluk süresine itiraz etmediklerini ancak darp iddiaları olduğunu belirterek beyanda bulundu. Hidayet, zanlıların polisler tarafından ciddi şekilde darp edildiğini, zanlı Levent Sorver’in gözünün mor, zanlı M.C.S.’nin ise Alayköy Karakolu’nda tutuklu bulunduğu esnada elleri arkadan kelepçelenip çıplak bırakıldıktan sonra ciddi şekilde şiddete maruz kaldığını iddia etti. Polislere suça bağlayıcı ifade vermedikleri gerekçesi ile müvekkillerinin şiddete maruz kaldığını ifade eden Ali Hidayet, tutukluluk süresinde avukatların eşliğinde zanlıların tam teşekküllü bir doktor kontrolünden geçirilmesi talebinde bulundu. İddia makamı ise Hidayet’in doktor kontrolü talebinin yerine getirileceğini ancak, avukat eşliğinde yapılmasının doğru olmayacağını öne sürdü.

Yargıç Rauf Kürşad, soruşturmanın çok yönlü devam ettiğini belirterek zanlıların 4’er gün daha poliste tutuklu kalmalarına karar verdi. İddia makamı ve savunma avukatının beyanlarının ardından Yargıç Rauf Kürşad, darp iddialarının doğru çıkması halinde, polis içinde bir soruşturma yapılmasına emir verdi.

Paylaş