175 kişilik cezaevinde 430 kişi kalıyor, sıkıntılar mevcut bina ile çözülmesi imkansız

247
reklam alani

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Sekteri Güven Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde yıllardır süregelen sıkıntıların mevcut bina ile çözülmesinin imkansız olduğunu vurguladı

“HER BAKIMDAN YETERSİZ”: Bengihan: Merkezi Cezaevi 1982 yılında 175 kişi kapasiteye göre inşa edildi. Bugün cezaevindeki mahkum ve tutuklu sayısı toplamı 430. Mevcut cezaevi altyapı bakımından yetersiz. Personel azlığına bağlı güvenlikte zafiyet var. Cezaevi gerekli sağlık hizmeti verme noktasında da yeterli değil

“POTANSİYEL SUÇLU YETİŞİYOR”: Bengihan: Merkezi Cezaevi’nde suçların ve suçluların türlerine göre mahkumların bölümlere ayrılmadığından uyuşturucu satıcılığından içeri giren bir suçlu farklı bir suç yöntemini öğrenerek tahliye oluyor. Merkezi Cezaevi, şuan potansiyel suçlu yetiştirme yapısındadır

“ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA”: Bengihan: Merkezi Cezaevi’nde şuanda 14 yaşında çocuklar var. Kendilerinden yaşça çok büyük mahkumlarla birlikte aynı koğuşlarda kalıyor, 24 saatini birlikte geçiriyor. Buralarda büyüyen çocuklar rehabilite olmuyor. Cezaevinin kötü koşulları sebebi ile potansiyel suçlu olarak oradan çıkabiliyorlar

Duygu ALAN Havadis

KKTC’de yeni cezaevi inşa edilmesi ile ilgili ilk adım atıldı. KKTC’ye yeni cezaevi inşa edilmesiyle ilgili KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri arasında imzalanan protokol Bakanlar Kurulu’nda geçtiğimiz gün onaylandı.

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Sekreteri Güven Bengihan, Merkezi Cezaevi’ndeki sıkıntıları anlattı, yeni inşa edilecek cezaevinin amaca hizmet edebilmesi için sahip olması gereken kriterleri paylaştı.

 

665 kişilik kapalı 100 kişilik açık cezaevi inşa edilecek

KKTC’ye yeni cezaevi inşa edilmesiyle ilgili KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri arasında imzalanan protokol, yeni cezaevinin projelendirmesi, yapımı ve tefrişiyle, gerekli her türlü teçhizatın Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı tarafından temin edilmesini içeriyor.

Buna göre, 500’e kişiye kadar erkek kapalı, 100 kişiye kadar kadın kapalı, 65 kişiye kadar çocuk kapalı ve 100 kişiye kadar açık cezaevi inşa edilecek.

İdari blok, teknik merkez binası, “Ceza İnfaz Kurumu” İdari blok ile personeli tarafından kullanılacak birimlerdeki mobilya tefrişi ile hükümlü tutukların kullanacağı yatak ve dolapların temini, protokol kapsamında yapılacak.

Hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması ve suçun önüne geçilebilmesi hedefinde meslek edindirmeye yönelik atölye, eğitim, sosyal faaliyet ve spor tesisler inşa edilecek.

Bengihan: Suçlular ve suç türlerine göre bölümler olmalı

KTAMS Genel Sekreteri Güven Bengihan, 1982 yılında 175 kişi kapasitesine göre inşa edilen Merkezi Cezaevi’nin günümüz koşullarında işlevini yitirdiğini kaydetti.

Bengihan, KKTC’de artan nüfus yoğunluğu nedeni ile suç ve suçlu sayısında da artış yaşandığına dikkat çekerek mevcut cezaevinin gerek altyapı olarak gerekse güvenlik olarak yetersiz kaldığını ifade etti.

Merkezi Cezaevi’nde bugünkü mahkum ve tutuklu sayısının toplamının 430 olduğunu söyleyen Bengihan, belli dönemlerde palyatif tedbirler alınıp labirent şeklinde yeni bloklar yapıldığını ancak bu tedbirlerin de bir noktada yetersiz kaldığını ifade etti.

Bengihan, “175 kişiye göre dizayn edilen Merkezi Cezaevi’nde 175 kişiye göre tuvalet, banyo, mutfak, televizyon odası, koğuşlar var. Dolayısıyla mevcut cezaevi bugün amacına hizmet etmemektedir. Cezaevinin görevlerinden biri de mahkumları rehabilite ederek topluma tekrardan kazandırmaktır ancak mevcut şartlarda bunun yapılabilmesi mümkün değildir” dedi.

Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde suçların ve suçluların türlerine göre mahkumların bölümlere ayrılmadığından uyuşturucu satıcılığından içeri giren bir suçlunun farklı bir suç yöntemini öğrenerek tahliye olduğunu söyledi,  “Merkezi Cezaevi, şuan potansiyel suçlu yetiştirme yapısındadır” dedi.

Trafik kazasından cezaevinde giren birinin bugün diğer suçlularla aynı koğuşta kalmak zorunda olduğunu kaydeden Bengihan, yeni inşa edilecek cezaevinde suçlular ve suç türlerine göre bölümler olması gerektiğini dile getirdi.

“Güvenlik zafiyeti var”

Güven Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde personel eksikliği olduğunu belirterek mahkumların sürekli kontrolünün, sayımlarının yapılabilmesi ve mahkumların kendi içinde yaşanabilecek olayların bastırabilmesi noktasında sıkıntı yaşandığını söyledi.

Bengihan, “40 kişilik bölümlere 2-3 gardiyan bakmak zorunda kalıyor, olası bir isyan ya da başkaldırı durumunda maalesef gardiyanlar yeterli kalamıyor” dedi.

Personel eksikliği sebebi ile Merkezi Cezaevi’nde çalışanların güvenli bir ortamda görev yapacağı bir ortam olmadığını kaydeden Bengihan, yine personel eksikliği sebebi ile cezaevinde şuanda 3 kulenin boş olduğunu binayı güvenli bir şekilde kontrol etme noktasında yeterli olunmadığını söyledi.

“Personel eksikliği hususunda gelmiş geçmiş tüm hükümet yetkililerine uyarılarımız olmuştur” diyen Bengihan, olumlu yönde bir adım atılmadığını Merkezi Cezaevi’nin her geçen gün koşul bakımından insanlık onuruna yakışır bir durumdan daha uzak bir noktaya gittiğini söyledi.

Bengihan, cezaevinde personel eksikliği sorununun da bir an önce aşılması gerektiğini belirtti.

Atölye konusunda da gerekli hassasiyet oluşturulmalıdır”

Güven Bengihan, cezaevlerindeki atölyelerin amacının, hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması, onlara sanat becerisi kazandırılması ve suçun önüne geçilebilmesi olduğunu belirterek Merkezi Cezaevi’nin atölye bakımından da yetersiz kaldığını kaydetti.

Bengihan, yeni inşa edilecek olan cezaevinde atölye konusunda da gerekli hassasiyetin oluşturulması gerektiğini ifade etti.

“Sağlık hizmetleri noktasında taviz verilmemelidir”

Bengihan, Merkezi Cezaevi’nin gerekli sağlık hizmetini verme noktasında da yetersiz kaldığını ifade etti.

Bengihan, “Mevcut cezaevi, mahkum ve tutukluların sağlığını sağlayacak yeterli nitelikte de değildir. Merkezi Cezaevi’nde görevli 1 doktor var o da haftanın sadece iki günü cezaevine gidiyor. Maalesef hemşire yoktur. Öğretmen kadrosunda, sosyal hizmet kadrosunda biri yoktur. Avrupa ülkelerindeki ve Türkiye’deki cezaevlerinde branşlaşan alanlarda kadrolar maalesef Merkezi Cezaevi’nde yoktur” dedi.

Bengihan, “Geçmiş yıllarda örgüt olarak Cezaevi Teşkilat Yasası’nda bu kadroların yaratılmasını önerdik ancak hükümet, ‘ekonomik tedbir’ adı altında bu branşları kadrolardan çıkarmıştır. Bugün mahkumlara iğneyi bile gardiyan kadrosundaki yapmaktadır” diye konuştu.

Bengihan, yeni inşa edilecek cezaevinde sağlık hizmetleri noktasında da taviz verilmemesi gerektiğini kaydetti.

“Yemekler cezaevinin kendi mutfağından çıkmalıdır”

Güven Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde geçmiş yıllarda mutfak olduğunu ve yemeklerin cezaevinin kendi mutfağından çıktığı ancak ‘ekonomik tedbir’ adı altında mutfağın özelleştirildiğini söyledi.

Mutfağın özelleştirilmesi ile devletin ekonomik olarak daha büyük külfet altına girmesinin yanı sıra mahkumların da bu hususta sıkıntılarının ortaya çıktığını kaydetti.

Bengihan, “Geçmişte cezaevi mutfağında hem mahkumlar çalışıyordu hem de mutfakçı kadrosunda 3 kişi de istihdam edilmişti. Yemekler yeterli miktarda ve düzenli bir şekilde bu mutfaktan çıkıyordu. Ansızın cezaevine mahkum ya da tutuklu geldiğinde hazır yemek bulunuyordu. Cezaevi mutfağı yanlış politikalar nedeni ile özelleştirildi. Görevli olan çalışanlar mutfakta değil başka görevlere verildi.  Bu özleşme aslında mali yönden daha fazla mükellefiyet yarattı. Mutfaktayken yemekler kazanlarda yapılırdı. Masraf 800 bin TL idi şimdi özel şirkete yemek için 3 milyon TL ödeniyor. Yemek kaplarda belli saatlerde geliyor. Bu durum hem dışarıdan içeriye yasadışı maddelerin girebilmesinin önünü açıyor hem de mahkum ve tutuklular yeterli yiyecek ve gıdanın verilmesi noktasında sıkıntı yaşıyor.

Ansızın mahkum ya da tutuklu gittiğinde yemek saatine kadar aç kalıyor” diye konuştu.

Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde mutfağa ait araç ve gereçlerin hazır yerlerinde durduğunu belirterek, “Yeni yapılacak olan cezaevinde kendi mutfağı ile kendi kileri, depoları, cezaevi mutfakçıları olmalıdır. Diyetisyeni, mutfakçısı, teknisyeni olmalıdır. Bunun mahkum ve tutukluların sağlığı için de oldukça önemli olduğunu düşünmekteyiz” dedi.

“Islah evi şart”

KKTC’de çocuk suçlu sayısının her geçen gün artarken halen daha bir ıslah evi olmadığına da dikkat çeken Bengihan, yeni cezaevi ile birlikte bir de ıslah evi yapılması gerektiğini kaydetti.

Güven Bengihan, Merkezi Cezaevi’nde şuanda 14 yaşında çocuklar olduğunu ve kendilerinden yaşça çok büyük mahkumlarla birlikte aynı koğuşlarda kaldığını, 24 saatini geçirmekte olduğunu söyledi.

“O çocukların yeri cezaevi değil ıslah evidir” diyen Bengihan, “Suçlu da olsa çocukların yeri rehabilite merkezleridir. Küçük yaşlardaki çocukları dahi Merkezi Cezaevi’ndeki kötü koşullara mahkum ediyoruz. Bu çocuklar, cezaevinin kötü koşulları sebebi ile potansiyel suçlu olarak da oradan çıkabiliyorlar. Buralarda büyüyen çocukların rehabilite olmadan toplum içine çıkması ile birçok kötü örnek teşkil edeceğinden cezaevleri çağdaş olmalı çocuk suçlular ıslah evinde olmalıdır” dedi.

“Şartlı Tahliye Kurulu ve Şartlı Tahliye Tüzüğü revize edilmelidir”

Güven Bengihan, Şartlı Tahliye Kurulu’ndaki yönetim kurulunun da Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün de güncellenmesi ve revize edilmesi gerektiğini söyledi.

Bengihan, artan mahkum ve tutuklu sayısına karşılık 2009 yılında yeni cezaevi yapmak yerine Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün yürürlüğe konup, mahkumların birçoğunun cezasının belli bir kısmını tamamladıktan sonra şartlı şekilde salıverildiğini kaydetti.

Birçok ülkede Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün esas amacının mahkumları tekrardan topluma kazandırabilmek olduğunu söyleyen Bengihan, “Fakat bizde Şartlı Tahliye Tüzüğü, 2009 yılında Merkezi Cezaevi’nde yaşanan yoğunluğu telafi etmek ve birçok mahkumu salıvermek için yapıldı. Onun dışında şuandaki Şartlı Tahliye Kurulu’ndaki üyelerinden birçok kişisi siyasi atamadır. Şartlı Tahliye Kurulu’nun verdiği kararlar dönem dönem siyasi ya da kişiye özel kararlardır. Bu da mahkumlar arasında çok büyük sıkıntı yaşanmasına neden olmaktadır” dedi.

Şartlı Tahliye Kurulu’nun daha objektif ve mahkumları gerçekten daha bilimsel ve gerçekçi bir şekilde değerlendirecek ölçüde olması gerektiğini söyleyen Bengihan, “Çünkü kurulda bulunan kişilerin bir çoğu şuan mahkumların cezaevindeki hal ve tavırlarını, ne şekilde bir duruş sergilediklerini gözlemleyememektedir. Dolayısıyla şuandaki Şartlı Tahliye Kurulu’ndaki yönetim kurulunun da Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün de güncellenmesi ve revize edilmesi gerekmektedir” dedi.

Paylaş